Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 357
  • Öğe
    Makine öğrenmesi yöntemleri ile tahminleme – demir çelik sektöründe bir uygulama
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Süllü, Nurselin; Kurt, Atıl
    Firmalar, mevcut personeli elde tutmanın maliyetinin yeni bir personelin işe alınmasının maliyetinden daha düşük olduğundan, iş gören devir oranının düşük olmasını hedeflemektedir. Demir çelik sektörünün zorlu çalışma koşullarına sahip olmasından ötürü işten ayrılışların fazla olduğu göz önünde bulundurularak makine öğrenmesi algoritmaları kullanılmış ve işten ayrılma olasılığı bulunan personellerin tahminlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, makine öğrenmesi algoritmaları, Knime ve Python programlama dili üzerinden uygulanmıştır. Veri seti, yaklaşık 16 yıllık süreçte, 2318 kişiye ait veriden ve 14 farklı nitelikten oluşmaktadır. Nitelikler, personellerin istifa etmesinde etkisi olduğu düşünülen özelliklerden seçilmiştir. Beş farklı makine öğrenmesi algoritması uygulanmış ve Knime uygulamasında %78,40 ve Python programlama dilinde %76,88 doğruluk oranı ile en başarılı tahminleme yapan, Rastgele Orman Algoritması olduğu gözlemlenmiştir. Rastgele Orman Algoritmasına göre işten ayrılmadaki en önemli nitelik sıralaması yapılarak, en önemli kriterlerin yaş ve kıdem olduğu görülmüştür. Rastgele Orman Algoritması ile Karar Ağacı üzerinden örnek elde edebilmek için varsayım yapılarak niteliklere değer verilmiş ve işten ayrılma potansiyelinin olup olmadığı değerlendirilmiştir. Bu çalışma sonucunda mevcut personelin işten ayrılma potansiyelinin olup olmadığı, işe alımda hangi kriterlere öncelik verilmesi gerektiği ve personelin işe devamlılığın sağlanması için alınması gereken aksiyon kararlarının verilmesi sağlanacaktır.
  • Öğe
    Devlet hastanesi ve özel hastanelere başvuran sağlık turisti ile sağlık personeli arasındaki iletişim dili düzeyinin sağlık turizmine etkisi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Keser, Meryem Lavinya; Güler, Yılmaz
    Sağlık turizmi, bireyin mevcut sağlığını korumak veya hastalık durumunu iyileştirmek amacıyla ikamet edilen yerden farklı bir yere, planlanmış bir zamanda seyahat edilmesi olarak tanımlanmaktadır. Hizmet veren sağlık personeli ile hizmet alan hasta arasındaki iletişimin, tanı, tedavi ve iyileşme sürecinde önemli bir etken olduğu belirtilmektedir. Aynı zamanda, iletişimin olumlu olmasının hastanın hastane ve doktor ile güven bağı oluşturmasında önemli bir etkisi olduğu ifade edilmektedir. Sağlık turizminin temelinde iletişimin bulunduğu vurgulanmaktadır. Sağlık personeli ve sağlık turisti arasında iletişim probleminin yaşanabildiği gözlemlenmektedir. Bu problemin çoğu zaman dil sorunundan kaynaklandığı belirtilmektedir. Bununla birlikte, iletişim probleminin çözülmesi için hasta yakını ve tercüman desteği alınabilmektedir. Öte yandan, tercüme işlemini gerçekleştiren kişinin kendi yorumunu katmasının tedavi sürecini etkileyebileceği ve bunun riskli bir durum olduğu belirtilmektedir. Yapılan araştırmada, kamu hastanesi ve özel hastanelere başvuran sağlık turisti ile sağlık personelinin iletişim dili düzeyinin sağlık turizmine etkisi incelenmiştir. İncelenen konu hakkında veri toplama sürecinde iki ayrı anket kullanılmıştır. Bu iki anketten birinin kamu hastanesi ve özel hastanelere başvuran sağlık turistine, diğerinin ise özel hastane ve kamu hastanesinde çalışan sağlık personeline uygulandığı belirtilmektedir. Anketlere EK-1'de yer verilmiştir. Araştırmanın bulgularında, özel ve kamu hastanelerine başvuran sağlık turisti ile çalışan sağlık personeli arasındaki iletişimin, sağlık turizmi süreçlerinde önemli olduğu görülmüştür. Dil ve iletişim düzeyindeki sorunların, her iki hastane türünde de benzer oranlarda gözlemlendiği ve özellikle yabancı dil bariyerinin sağlık hizmetleri sunumunda önemli bir engel oluşturduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, genel olarak tercüman desteğinin tercih edildiği görülmüş olmakla birlikte, bu yöntemle tedavi sürecinde çeşitli risklerin taşıdığı ve doğru iletişimin yerini tutamayacağı vurgulanmıştır. Araştırma sonuçları, sağlık personelinin iletişim becerilerinin sağlık turistlerinin memnuniyeti ve tedaviye olan güveni üzerinde doğrudan etkili olduğu göstermektedir. Sağlık turizminin sürdürülebilirliği ve kalitesinin artırılması adına, sağlık personeli için sağlık turizmi eğitimlerinin ve yabancı dil becerilerinin geliştirilmesine yönelik programların yaygınlaştırılmasının gerekli olduğu ifade edilmiştir. Bu doğrultuda, iletişimde yaşanan eksikliklerin giderilmesi, hem hastaların sağlık hizmetlerinden beklentilerini karşılamada hem de uluslararası sağlık turizmi rekabetinde önemli katkılar sağlayacağı öngörülmektedir.
  • Öğe
    Okul öncesi dönem çocuklarının geometri/uzaysal algı düzeylerinin dil gelişimi açısından incelenmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Avcı, Esra; Demirci, Tuba
    Bu araştırmada, 60-72 ay arasındaki çocukların alıcı, ifade edici ve toplam dil becerileri ve geometri ve uzaysal algı düzeyleri arasındaki ilişki incelenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2023-2024 eğitim öğretim yılında Alanya ilçe merkezinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bağımsız bir anaokuluna devam eden beş ve altı yaş grubuna ait toplam 120 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veriler Türkçe Erken Dil Gelişim Testi (TEDİL), Geometri ve Uzaysal Algı Testi (GUZAL-T) yardımı ile elde edilmiştir. İlgili ölçekler 2023 yılının Kasım ayında uygulanmaya başlamış, 2024 yılının Ocak ayında tamamlanmıştır. Elde edilen verilerin birbiri ile ilişkilerinin tespiti için Pearson korelasyon katsayılarından yararlanılmıştır. İlgili çalışmada, okul öncesi dönem çocuklarının dil gelişim düzeylerinin görsel/uzaysal becerilerini anlamlı şekilde yordayıp yordamadığının belirlenmesi için adımlı/aşamalı (stepwise) regresyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırma verilerinden elde edilen sonuçlara göre, okul öncesi dönemde 5 yaş grubu çocukların alıcı dil becerileri, ifade edici dil becerileri, toplam dil becerileri ve geometri ve uzaysal algı beceri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu görülmektedir. Bir başka deyişle, genel dil becerileri yüksek olan çocukların, geometri ve uzaysal algı becerilerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçları ilgili alanyazı kapsamında tartışılmış ve gelecekteki araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Okul öncesi dönem çocuklarının geometri/uzaysal algı düzeylerinin dil gelişimi açısından incelenmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Biçer, Fatma Rumeysa; Ersan, Ceyhun
    Bu araştırmada, 60-72 ay arasındaki çocukların alıcı, ifade edici ve toplam dil becerileri ve geometri ve uzaysal algı düzeyleri arasındaki ilişki incelenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2023-2024 eğitim öğretim yılında Alanya ilçe merkezinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bağımsız bir anaokuluna devam eden beş ve altı yaş grubuna ait toplam 120 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veriler Türkçe Erken Dil Gelişim Testi (TEDİL), Geometri ve Uzaysal Algı Testi (GUZAL-T) yardımı ile elde edilmiştir. İlgili ölçekler 2023 yılının Kasım ayında uygulanmaya başlamış, 2024 yılının Ocak ayında tamamlanmıştır. Elde edilen verilerin birbiri ile ilişkilerinin tespiti için Pearson korelasyon katsayılarından yararlanılmıştır. İlgili çalışmada, okul öncesi dönem çocuklarının dil gelişim düzeylerinin görsel/uzaysal becerilerini anlamlı şekilde yordayıp yordamadığının belirlenmesi için adımlı/aşamalı (stepwise) regresyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırma verilerinden elde edilen sonuçlara göre, okul öncesi dönemde 5 yaş grubu çocukların alıcı dil becerileri, ifade edici dil becerileri, toplam dil becerileri ve geometri ve uzaysal algı beceri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişkiye sahip olduğu görülmektedir. Bir başka deyişle, genel dil becerileri yüksek olan çocukların, geometri ve uzaysal algı becerilerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçları ilgili alanyazı kapsamında tartışılmış ve gelecekteki araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Özel yetenekli öğrencilerin oluşturdukları hikâye edici metinlerin bağdaşıklık ve tutarlılık bağlamında incelenmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Şahin, Tugay; Bayram, Bora
    Metindilbilim, dilbilimin alt çalışma alanlarından biridir. Bu alanın yoğunlaştığı kapsam metin tanımının yapılması, metinsellik ölçütlerinin belirlenmesi ve metinlerin çeşitli boyutlarda incelenmesidir. Metinsellik ölçütleri sınıflandırılmasında yer alan bağdaşıklık ve tutarlılık, metinle doğrudan ilişkilidir. Bağdaşıklık, metnin yüzey yapısı ile ilgiliyken tutarlılık metnin derin yapıyla metnin anlam boyutuyla ilgilidir. Anadili eğitiminde kullanılan en önemli araç metindir. Öğrencilerin temel dil becerilerini doğru ve etkili biçimde geliştirebilmek için metinlerden yararlanılmaktadır. Dil ediniminde kullanılacak metinlerin metinsellik ölçütlerine uygun olması beklenmektedir. Bu metinlerin bağdaşıklık ve tutarlılık yönünden uyumlu olması öğrencilerin dil öğrenimini kolaylaştıracaktır. Metindilbilimsel ölçütlere uygun hazırlanan metinler ile bu metinlere dayalı etkinliklerin öğrencilerin dil becerilerini geliştirme süreçlerine olumlu şekilde yansıyacağı yapılan çalışmalarda belirtilmiştir. Bu çalışmanın genel amacı; Bilim ve Sanat Merkezinde öğrenim gören özel yetenekli öğrencilerin oluşturdukları hikâye edici metinlerin bağdaşıklık ve tutarlılık yönüyle incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda özel yetenekli öğrencilerden bireysel yetenekleri fark ettirme programından ve özel yetenekleri fark ettirme programından toplamda 60 öğrencinin oluşturmuş oldukları hikâye edici metinlerin bağlaşıklık ve tutarlılık görünümleri ortaya konulmuştur. Çalışmada, nitel veri toplama yöntemlerinden belgesel tarama (doküman incelemesi), verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre özel yetenekli öğrencilerin oluşturmuş oldukları hikâye edici bağdaşıklı sağlayan unsurların yeterince kullanıldığı görülmekteyken tutarlılık unsurlarının daha az kullanıldığı tespit edilmiştir. Özel yetenekli öğrencilerin daha tutarlı metinler oluşturmaları adına deneysel çalışmalar yapılabilir.
  • Öğe
    Tropikal meyve üretiminin bölgesel kalkınmadaki rolü: Alanya ölçeğinde bir model önerisi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Akın, Aysun; Vatansever, Kemal
    Bu çalışma, Türkiye'nin Alanya ilçesinde yetiştirilen tropikal meyvelerin tedarik zincirini oluşturan üretim ve pazarlama yapısını incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, tropikal meyve üretimi, kullanılan tarım yöntemleri, ürün çeşitliliği, yetiştiricilik koşulları ve pazarlama ağları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ayrıca, Alanya'da tropikal meyve üretiminin geliştirilmesi ve bu alandaki fırsatların değerlendirilmesi, iç pazarın genişletilmesi ve dış pazar imkanlarının tespitine yönelik öneriler sunulmuş ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak hedeflenmektedir. Tropikal meyve üretimi ve pazarlamasına yönelik sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma, sektördeki eksiklikleri gidermeyi ve tropikal meyve üretimi ve pazarlamasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Nitel araştırma yöntemleriyle yürütülen bu çalışmada, Alanya'daki tropikal meyve üreticileri ve pazarlamacılarıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmış ve veriler MAXQDA 2020 yazılımı ile analiz edilmiştir. Ayrıca, araştırma bulguları ışığında tropikal meyve üretimi ve pazarlamasına yönelik bir SWOT analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evrenini, Antalya ilinin Alanya ilçesindeki tropikal meyve üreticileri ve pazarlamacıları oluşturmuştur. Katılımcılar, amaçlı örneklem yöntemiyle seçilmiş olup üreticileri temsilen 8 kişi, pazarlamacıları temsilen ise 12 kişi belirlenmiştir. Çalışma, bölge iklimi ve toprak koşullarının üretim açısından elverişli olduğu tropikal meyvelerin, yüksek besin değeriyle yurt içi ve yurt dışı taleplerinin arttığını ve yüksek katma değerli ürün olmaları nedeniyle yatırımların yükseldiğini göstermektedir. Ayrıca, bu yatırımların uluslararası standartlara uygun planlanmasının sürdürülebilirlik açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır. Çalışma, Türkiye'de tropikal meyve üretimine yapılan yatırımların belirlenemediğini ve ürün takip sistemlerinin etkin bir şekilde uygulanmasının gerektiğini ortaya koymuştur. Teşvik ve desteklerin tropikal meyve yatırımında yeterli olmadığı tespit edilmiştir. Tropikal meyve üretim potansiyelinin kullanılmadığı, yatırımların yeni yatırımlarla desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca hedef pazar standartlarına uygun ambalajlama ve lojistik sistemleri oluşturulmalıdır. Birlik ve kooperatif kurulması, ürün tanıtım hizmetlerinin artırılması, üreticilerin bilgilendirilmesi ve pazarda üreticilerin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, sektörün kümelenme yoluyla sivil toplum kuruluşları, kamu kuruluşları, üreticiler ve pazarlamacılarla iş birliği yapmasının önemine dikkat çekilmiştir.
  • Öğe
    Mavi renk örtü malzemesi ve bombus arılarının kullanımının bitki gelişimine etkileri: domates (Solanum lycopersium) örneği
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Durak, Dilara; Atılgan, Atılgan
    Bu tez çalışması Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi kampüsünde bulunan taban alanı 36 m2 yan yüksekliği 2 m olan 3 adet yay çatılı plastik serada gerçekleştirilmiştir. Araştırmada mavi renk örtü malzemesi ve bombus arısının kullanımının domates bitkisinin yetiştirilmesi esnasında bitki büyüme parametreleri ve verim değerlerine etkisinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda şeffaf plastik örtü malzemeli kontrol serası (K), mavi renkle boyanmış plastik örtü malzemeli sera (M), mavi renkle boyanmış içinde bombus arıları bulunan sera (MB) kullanılmıştır. Yapılan denemede domates (Solanum Lycopersium) bitkisi kullanılmıştır. Çalışma Eylül 2023- Mart 2024 tarihleri arasında yürütülmüştür. Gelişim süreci boyunca sera içinde sıcaklık nem ve radyasyon değerleri ölçülmüştür. Yetiştirilme sezonu boyunca bitkilerden alınan gelişim parametre değerleri incelenmiştir. Toplam 3 serada ışınım, sıcaklık ve nem değerleri saat 10.00 ve 16.00 arasında bir dakikalık ölçüm aralıkları ile alınmıştır. Bütün yetiştirme dönemi boyunca elde edilen tüm veriler değerlendirildiğinde genel ortalama sera içi sıcaklık değeri 18,85 °C (K), 17,39 °C (MB), 18,36 °C (M) olarak ölçülmüştür. Işınım değerleri 295,73 W/m2 (K), 254,96 W/m2 (MB), 248,59 W/m2 (M) olarak ölçülmüştür. Nem değerleri ise %61,32 (K), %64,42 (MB), %63,35 (M) olarak ölçülmüştür. Mavi renkli seralarda kullanılan mavi boya uygulaması gölgeleme etkisinde bulunduğu için ışınım ve sıcaklık değerleri kontrol serasında göre daha düşük bulunmuştur. Nem değerlerinin yüksekliğinin sebebinin sera içinde bitkilerin büyümüş olması ve yeşil aksam artışından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ölçülen SPAD, boy ölçümleri, bitki gövde çapı, bitki eşdeğer çapı, toplam verim ve sertlik değerleri incelendiğinde MB serasında alınan toplam verimin diğer seralara oranla daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bunun sebebinin serada hem renk olarak mavi rengin seçilmesi ile fotosentezin artması hem de sera içerisinde arıların varlığı ile v tozlaşmanın hızlanması olarak düşünülmektedir. M uygulamasında kontrol serasına göre yaklaşık %12 verim artışı gözlemlenmiştir. Sonuç olarak Mavi renk örtü malzemesi ve bombus arıları kullanılarak hem bitki boyu hem bitki yüksekliklerinde hem de verim değerlerinde daha iyi sonuçlar alınacağı ve gelişimi olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir. Elde edilen sonuçlara göre MB uygulamasının bitki yetiştiriciliğini destekleyeceği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Aljinat/çinko oksit/turmalin kompozit filmlerin üretilmesi, antibakteriyel ve fotokatalitik özelliklerinin incelenmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Koyuncu, Hasan Kamil; Vatansever Bayramol, Derman
    Sağlık, kaliteli bir insan yaşamı için birincil önceliğe sahiptir. Yaralanmalarda ise yara iyileşme sürecinin konforlu geçmesi yaşam kalitesini etkilemektedir. Bu çalışmada, aljinat polimerine turmalin ve çinko oksit partikülleri takviye edilerek film yüzeyler üretilmiş ve üretilen yüzeylerin özellikleri incelenmiştir. Turmalin ve çinko oksitin etkisini tespit edebilmek için malzemeler hem tek başlarına aljinat içerine katkılandırılarak film üretilmiş hem de ikisinin bir arada ancak farklı oranda bulunduğu aljinat film yüzeyler üretilmiştir. Kontrol numunesi olarak kullanılmak üzere %100 aljinat film üretilmiştir. Film yüzeylerin daha hızlı katılaşması için koagülasyon çözeltisi kullanılmıştır. Üretilen kompozit filmlerin yara örtüsü uygulamalarından kullanımının öngörülmesi nedeniyle mukavemetleri, şişme davranışları, su buharı geçirgenliği, antibakteriyel özellikleri ve fotokatalitik etkileri incelenmiş olup morfolojik, elemental ve yapısal incelemeler için SEM-EDS, FTIR, XRD analizleri yapılarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Tez kapsamında üretilen yüzeylerin yara örtüsü uygulamalarında kullanımı öngörülmüş olup ana amaç Aljinat/Çinko Oksit/Turmalin içeren kompozit yapının in vitro incelemelerini yapmak şeklinde sınırla
  • Öğe
    Turizmde sürdürülebilirlik: Analitik hiyerarşi prosesi yöntemi ile kriterlerin değerlendirilmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Akbudak, Emine; Sönmeztürk Bolatan, Gülin İdil
    Turizm sektörü gelişen ve gelişmekte olan tüm ülkelerde ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınmanın gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Ancak, uzun süre boyunca turizmin sadece ekonomik etkilerine odaklanılması, olumsuz etkilerinin göz ardı edilmesine yol açmıştır. Bu durum sürdürülebilirlik kavramının önem kazanmasına ve son yıllarda en çok tartışılan konulardan biri haline gelmesine neden olmuştur. Rekabet artışı ve değişen ihtiyaçlar, turizm işletmeleri başta olmak üzere, sektör genelinde sürdürülebilir turizmi bir gerekliliğe dönüştürmüştür. Çalışmanın temel amacı sürdürülebilir turizm boyutlarının otel yöneticilerinin bakış açısıyla değerlendirilmesidir. Çalışmada kitle turizmi, sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir otel ve sürdürülebilir turizm boyutları hakkında literatür araştırması yapılmıştır. Detaylı literatür araştırması sonucunda, sürdürülebilir turizm için ana kriterler ve alt kriterler belirlenmiştir. Çalışmanın analizinde çok kriterli karar verme tekniklerinden Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) yöntemi kullanılmıştır. AHP yöntemi, karmaşık karar verme süreçlerinde kriterlerin önem derecesini belirlemede kullanılan etkili araçlardan biridir. Sürdürülebilir turizmin boyutlarına ilişkin faktörlerin önem sırasını belirlemek amacıyla otel yöneticileriyle görüşmeler yapılmıştır. Yöneticilerin sürdürülebilirlik konusundaki deneyim ve bilgilerini yansıtmakta olan bu görüşmeler karar sürecinin daha objektif olmasını sağlamıştır. Araştırma gereği ana ve alt kriterlerin ağırlıkları hesaplandıktan sonra bütünleşik kriter ağırlıkları bulunmuştur. Bu sayede her bir kriterin sürdürülebilir turizm üzerindeki etkisi bulunmuştur. Elde edilen sonuçların tutarlı olup olmadığını değerlendirmek amacıyla tutarlılık analizi yapılmıştır. Çalışma sonucunda sürdürülebilir turizmin farklı boyutlarının otel yöneticileri tarafından nasıl değerlendirildiği ve hangi kriterlerin daha fazla önem taşıdığı ortaya koyulmuştur. Bu değerlendirme sürdürülebilir turizm politikalarının ve stratejilerinin geliştirilmesinde önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Otel yöneticilerinin sürdürülebilirlik konusundaki bakış açıları, bu alandaki uygulamaların etkinliğini arttırmada önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışma, sürdürülebilir turizm de teorik ve pratik boyutları birleştirerek, otel yönetimi tarafından daha sürdürülebilir uygulamaları benimsemede yol gösterici nitelikte olabilir. Elde edilen bulguların turizm sektöründe sürdürülebilirlik bilincinin arttırılmasında ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasında önemli katkılar sunacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Alanya'da kamu hastanesinde çalışan sağlık profesyonellerinin sağlık turizmine ilişkin bilgi ve tutumlarının değerlendirilmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Gök, Derya; Akgün, Şenay
    Bu çalışma Antalya ili Alanya ilçesinde bir kamu hastanesinde çalışan sağlık profesyonellerinin sağlık turizmine yönelik bilgi ve tutumlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın bu bölümünde elde edilen bulguların yorumlanması ve konuya ilişkin diğer çalışmalarla kıyaslanması sağlanmıştır. Araştırmanın evrenini, araştırmanın yapıldığı hastanede çalışan 1500 sağlık profesyoneli oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini %5 anlamlılık düzeyinde, %5 örneklem hatası ile yapılan örneklem hesabı ile belirlenen 306 kişi oluşturmuştur. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından oluşturulan tanıtıcı bilgiler formu ve Sağlık Turizminin Gelişimine Karşı Halkın Tutum Ölçeği ile toplanmıştır. İstatistiksel analizlerde bireylerin tanıtıcı özelliklerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, minimum - maksimum değerleri kullanılmıştır. Katılımcıların tanımlayıcı özelliklerine göre ölçek düzeylerindeki farklılaşmaların incelenmesinde bağımsız gruplar t-testi, tek yönlü varyans analizi (Anova) ve post hoc (Tukey, LSD) analizlerinden faydalanılmıştır. Araştırmaya katılan bireylerin %44,4'ü (136),30 ve altı yaş grubunda, %52,9'u (162) kadın, %50,7'si (155) bekar, %95,4'ü (144) çekirdek aile yapısına sahiptir. Araştırmaya katılanların %69,0'ının Alanya'da yaşayanların sağlık turizmi bilgisine sahip olmadıklarını düşündükleri, %36,6'sının sağlık profesyonellerinin de sağlık turizmi bilgisine sahip olmadıklarını düşündükleri saptanmıştır. Sağlık profesyonellerinin "Sağlık Turizminin Gelişimine Karşı Halkın Tutum Ölçeği" puanları incelendiğinde ise ölçek toplam puan ortalamasının 81,59±12,30, "ülkeye katkı" ortalaması 37,63±4,62, "hizmet adaleti" ortalaması 24,29±5,66, "kaliteli hizmet alma" ortalaması 19,670±4,243 olduğu görülmüştür. Araştırma sonucunda sağlık profesyonellerinin sağlık turizmine yönelik bilgi sahibi oldukları ancak istendik düzeyde olmadığı saptanırken, sağlık turizminin gelişimine yönelik puanlarının yüksek olduğu ancak yetersiz olduğu saptanmıştır. Bu araştırmadan yola çıkarak turizm bölgesinde çalışan sağlık profesyonellerine yönelik bilgilendirmelerin kurumlar bünyesinde verilecek olan hizmet içi eğitimler kapsamında sunulması önerilmektedir.
  • Öğe
    Erken çocuklukta yabancı dil öğretimini destekleyici materyal içeriği oluşturma
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Yalçın, Hatice Kübra; Uslu, Banu; Orçan Kaçan, Maide
    Bu araştırmada erken çocukluk döneminde bulunan çocukların günlük yaşamda içinde bulundukları farklı mekanlarda (okul, ev, sosyal ortam vb) sık kullandıkları cümle kalıplarının belirlenip, erken çocukluk döneminde bulunan çocukların yabancı dil öğrenimine entegre edilmesi ve bu kapsamda destekleyici içerik oluşturulması amaçlanmıştır. Araştırma nitel ve nicel araştırma deseninin birlikte kullanıldığı karma araştırma temelinde yürütülmüştür. Amaç doğrultusunda okul, ev ve sosyal ortamda kullanıldığı belirlenen 1727 cümle kalıbı uzman görüşüne sunulmuştur. Araştırma iki farklı çalışma grubu ile gerçekleştirilmiştir. İlk grup özel okulların okul öncesi kurumlarında yabancı dil eğitimi veren 15 öğretmenden ve MEB'e bağlı ana sınıflarında görev yapan 15 okul öncesi öğretmeninden, ikinci çalışma grubu ise okul öncesi eğitim, eğitim bilimleri ve yabancı dil alanlarında uzman 39 akademisyenden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen Cümle Uygunluk Formu (CUF) kullanılmıştır. Verilerin analizi Frekans Analizi, Fleiss' Kappa Uyum Analizi ve Lawshe Formülü kullanılarak yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre uzmanlar tarafından gereksiz veya düşük önemde olduğu belirtilen 155 cümle kalıbı içerikten çıkarılmıştır. Geriye kalan 1572 cümle kalıbının, oluşturulacak olan materyallere nitelikli bir içerik sunmasına ilişkin önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Hekimlerin bilinçli farkındalık ile algılanan stres düzeylerinin serbest zaman değerlendirme alışkanlıkları perspektifinde incelenmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Ekim Yılmaz, Nazlıcan; Yumuk, Elvan Deniz
    Bu araştırmanın amacı, hekimlerin bilinçli farkındalık ve algılanan stres düzeylerinin belirlenmesi, çeşitli demografik değişkenlere göre karşılaştırılması ve bilinçli farkındalık ve algılanan stres arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Mevcut çalışmada Manisa ilindeki devlet hastanelerinde çalışan hekimler içerisinden kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 119 kadın (Ortyaş = 30,04± 4,80) ve 162 erkek (Ortyaş = 32,03± 8,04) olmak üzere 281 (Ortyaş = 31,19± 6,92) gönüllü katılımcı yer almıştır. Araştırmada, araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu, Bilinçli Farkındlaık Ölçeği ve Algılanan Stres Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimleyici istatistik, değişkenler arasındaki farklılıkların belirlenmesinde bağımsız gruplar için t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve basit doğrusal pearson korelasyon ve regresyon testleri uygulanmıştır. Ölçeklerin güvenirliklerini tespit etmek için de Cronbach's Alpha iç tutarlık katsayısı hesaplanmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizinde ve yorumlarda, anlamlılık düzeyi 0,05 olarak dikkate alınmıştır. Yapılan fark analizleri sonucunda çeşitli demografikler açısından ölçeklerde fark bulunmuştur. Ayrıca, ölçekler arasında ilişki tespit edilmiştir. Sonuç olarak bilinçli farkındalık ve algılanan stres kavramları hekimler açısından değerlendirildiğinde önem arz etmektedir.
  • Öğe
    2024 fen bilimleri dersi öğretim programı hakkında öğretmen görüşlerinin incelenmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Ak, Büşra Sena; Köse, Mücahit
    2024 Fen Bilimleri Dersi Öğretim programına ilişkin öğretmen görüşlerinin belirlenmesi amacı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada temel nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme ile belirlenen 2024-2025 eğitim öğretim yılında farklı bölgelerde bulunan devlet okullarında görev yapan 25 fen bilimleri öğretmeni oluşturmaktadır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonuçları incelendiğinde, araştırmaya katılan öğretmenler genel olarak programda bilim kültürünün ve değerlerin yer almasını olumlu bulmuşlardır. Öğrenme çıktılarının sayısının azalmasını, konularda sadeleşmeye gidilmesinin öğretim programının tam olarak uygulanmasına imkân vereceğini belirtmişlerdir. Farklı ölçme ve değerlendirme tekniklerinin çeşitlendirilmesi ile daha çok süreç temelli değerlendirmenin ön planda olmasını olumlu olarak belirtirken kalabalık öğrenci gruplarının olduğu sınıflarda bireysel farklılıkları dikkate alarak süreç odaklı değerlendirme yapılmasının zaman alacağını ve zor olacağını belirtmişlerdir. Öğretmenler programı uygulayabilmek için ders kitaplarını öğretim programı ile uyumlu bulurken, programa uygun bir öğretim süreci için laboratuvar ve malzeme açısından okulların yetersiz olduğunu ifade etmişlerdir.
  • Öğe
    Türkiye'de sağlık turizminde termal turizm ile fizyoterapi rehabilitasyonun entegrasyonu
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Baskın, Selçuk; Çelik, Hümeyra
    Türkiye, termal suların kullanımı konusunda uzun bir geçmişi vardır. Antik Roma döneminden beri, Kapadokya'dan Denizli'ye, Afyonkarahisar'dan Bursa'ya kadar birçok bölgede termal suların şifalı özellikleri keşfedilmiştir. Jeotermal enerji ve termal turizm açısından zengin bir kaynak potansiyeline sahiptir. Jeotermal kaynaklar, sadece termal turizm için değil, aynı zamanda enerji üretimi için de önemli bir kaynaktır. Günümüzden antik çağa kadar geniş bir tarih aralığında uzanan ve sağlık turizmi olarak kabul edilen termal turizm alternatif turizmin önemli ayaklarından biri sayılmaktadır. Romalılar savaşta yaralanan, yıpranan askerlerin kaplıca suyuna girmekle yaralarının çabuk kapandığı, kısa süre içerisinde güçlerini kazandıklarını görmüşler, her gittikleri yerde şifalı sular üzerine önemli tesisler kurmuşlardır. Termal turizm veya kaplıca turizmi; mineralize termal su banyosu, içme, inhalasyon, çamur banyosu gibi çeşitli türdeki yöntemlerin yanında, iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, egzersiz, psikoterapi, diyet gibi destek tedavilerini de kapsayan turizm hareketi olarak tanımlanır. Türkiye coğrafi yapısı ve jeomorfolojik özellikleri nedeniyle birçok yeraltı sıcak su kaynaklarına sahiptir. İçerik bakımından zengin eriyik ve mineral yapısı vardır. Özellikle 20 °C'nin üzerinde 600'ün üzerinde termal kaynak bulunmaktadır. Tespit edilmemiş kaynaklar ile birlikte 1200'den fazla kaynak olacağı düşünülmektedir. Bu özelliğiyle kaynak sayısında Avrupa'nın en üst sıralarında yer alan Türkiye'nin sağlık turizmimde daha yüksek oranda kullanılması, ayrıca uygulanacak kürlerde ayaktan ve yatan hasta için fizik tedavi ver rehabilitasyon ile entegrasyonunun sağlanarak kombine bir tedavi yaklaşımının ortaya konması sağlık turizmi önemli kazanımlar sağlayacaktır. Fizyoterapi ise kas-iskelet sistemi sorunlarından nörolojik rahatsızlıklara kadar geniş bir yelpazede tedavi sunan önemli bir sağlık disiplinidir. Fizyoterapi tedavi modalitelerinde ki tüm uygulamalar termal tesislerde sorunsuzca ve yüksek kalite standartlarında uygulanabilmektedir. Bu iki alanın entegrasyonu, hastaların daha kapsamlı ve etkili bir sağlık hizmeti almasına olanak tanır. Sonuç olarak termal kayakların fizyoterapi ve rehabilitasyon amacıyla kullanılması, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda mental ve duygusal iyilik halinide destekleyecektir. Bu tezin temel amacı, Türkiye'deki kaplıcaların sağlık turizminde özellikle fizyoterapi ve rehabilitasyon özelinde nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini ve bu potansiyelinin nasıl daha geniş kitlelere tanıtılabileceğini araştırmaktır.
  • Öğe
    Yeşil lojistik uygulamaları ve yeşil dönüştürücü liderliğin çevreye duyarlı işletme performansı üzerine etkisi: Konaklama işletmelerinde bir alan araştırması
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Erkan, Seda; Akca, Meltem
    Çevresel sorunların her geçen gün arttığı günümüz koşullarında çevre politikalarının önemi artış göstermektedir. İş hayatındaki tüm sektörlerde olduğu gibi ekolojik uygulamaların işletme performansı üzerine katkısı konaklama işletmeleri için de önem arz etmektedir. Bu süreçte yeşil lojistik uygulamaları ve yeşil dönüştürücü liderliğin de etkisi büyüktür. Bu kapsamda çalışmada, yeşil liderlik yaklaşımının benimsenmesi ve uygulanmasının işletmelerin çevre duyarlı performanslarına olası etkileri literatür bağlamında irdelenmiştir. Ayrıca çalışmada yeşil lojistik uygulamalarının çevre duyarlı işletme performansına olan etkisinde yeşil dönüştürücü liderliğin aracı bir role sahip olup olmadığını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırmanın ilk üç bölümünde derinlemesine literatür taraması yapılmış olup, elde edilen bilgiler açık bir şekilde derlenmiştir. Dördüncü bölüm ise araştırma metodolojisini ve araştırma analizini ele alan bölümdür. Alan araştırmasında örnekleme yöntemi konaklama işletmeleri çalışanlarından elde edilen veriler SPSS, Process Macro ve JASP uygulamaları kullanılarak çeşitli analizlere tabi tutulmuştur. Analizler sonucu elde edilen bulgular, yeşil lojistik uygulamalarının çevre duyarlı işletme performansı üzerine olan etkisinde yeşil dönüştürücü liderliğin olumlu ve anlamlı yönde aracı rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bu araştırma, konaklama işletmelerinin çevre duyarlı işletme performanslarını arttırabilmek için yapılabilmesi mümkün faaliyetler için yol göstermekte ve konaklama işletmeleri açısından önemli çevreci ipuçları sunmaktadır.
  • Öğe
    Masalların eğitsel iletiler bağlamında incelenmesi: Alanya masalları örneği
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Gökgül, Merve; Uysal, Yavuz
    İnsanlık; varoluşundan itibaren çevresiyle sürekli bir etkileşim içinde olmuş ve bu etkileşim sayesinde kültür, gelenek ve değerlerin taşıyıcısı olan dili kullanma yetisini geliştirmiştir. Geçmişten günümüze kadar uzanan süreçte, insanların yaşadıkları coğrafyalar, bu coğrafyalarda hüküm süren topluluklar ve meydana gelen olaylar, dilin evriminde önemli izler bırakmıştır. Dilin gelişim süreçlerini ve bu süreçlerin toplumsal yansımalarını bünyesinde barındıran edebî ve kültürel eserler, dil ve kültür öğretimi ile bu değerlerin sonraki nesillere aktarılmasında son derece önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda masallar sadece birer edebî eser olmanın ötesinde yaşadıkları döneme ışık tutan, toplumların tarihî ve kültürel birikimlerini geleceğe taşıyan önemli araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, Alanya Masalları'nın eğitsel iletiler bağlamında incelenmesi amaçlanmıştır. Alanya Masalları adlı kitap, yaklaşık 30 yıl süren derleme çalışmaları sonucunda Sedat Çolak tarafından yazıya geçirilmiştir. Kitapta yer alan 99 masal, dört farklı kategoride verilmiş olup kitabın editörlüğü Doç. Dr. Yavuz Uysal tarafından yapılmıştır. Eserde yer alan masallar, beş ana başlık ve 98 alt başlık altında incelenmiştir. Nitel araştırma desenlerinden doküman incelemesinin tercih edildiği bu çalışmada, verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Masallar; kişisel gelişimi destekleyen 55, toplumsal gelişimi destekleyen 23, ulusal düşüncenin gelişimini destekleyen 9, çevre bilinci gelişimini destekleyen 8, evrensel düşüncenin gelişimini destekleyen 3 eğitsel ileti başlığı altında doğrudan ve dolaylı olarak incelenmiştir. İncelenen 48 masalda en çok kişisel gelişimi destekleyen iletilere yer verilirken toplumsal gelişimi destekleyen iletiler, çevre bilinci gelişimini destekleyen iletiler, evrensel ve ulusal bilinci destekleyen iletiler sıklık sırasına göre verilmiştir. İncelenen masallarda en çok inanç sahibi olmak iletisine yer verilirken yardımsever olmak ikinci sırada, adaletli olmak üçüncü sırada yer almıştır. Alanya yöresinin zengin kültürel mirasını tanıtmak ve bu mirasın eğitimdeki önemini vurgulamak adına yapılan çalışmada Alanya Masalları'nın eğitsel iletiler bağlamında zengin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Dijital öykülemenin 6. sınıf öğrencilerinin başarı ve matematiğe karşı tutumlarına etkisi: Sayılar ve işlemler konusu örneği
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Erdem, Emine Melis; Uygun, Tuğba
    Bu araştırma, dijital öykü temelli matematik öğretiminin 6. sınıf öğrencilerinin matematik başarısına ve matematiğe yönelik tutumlarına etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubu, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında İstanbul'da bir devlet okulunda öğrenim gören, 24'ü deney grubu ve 24'ü kontrol grubu olmak üzere toplam 48 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada, karma yöntem kullanılmıştır. Nicel boyutta, ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen; nitel boyutta ise durum çalışması deseni uygulanmıştır. Nicel bulgular toplandıktan sonra nitel verilerle desteklenmiştir. Bu nedenle, araştırma deseni açıklayıcı desen olarak belirlenmiştir. Nicel boyutta matematik tutum ölçeği ve matematik başarı testi kullanılmıştır. Nitel boyutta ise dijital öyküleme temelli matematik öğretimine yönelik öğrenci görüşleri, yarı yapılandırılmış görüşme formu ile alınmıştır. Deney grubunda dijital öykülerle öğretim yapılmış; kontrol grubundaysa mevcut öğretim programına uygun bir süreç izlenmiştir. Her iki grubunda, deneysel işlem öncesinde ve sonrasında "matematik başarı testi" ve "matematik tutum ölçeği" uygulanmıştır. Uygulama süreci 7 hafta sürmüştür. Nicel verilerin analizinde Jamovi programı kullanılmış; bağımlı örneklemler ttesti, ilişkisiz örneklem t-testi ve bağımsız örneklem t-testinden yararlanılmıştır. Bulgular, dijital öyküleme temelli matematik öğretiminin uygulandığı deney grubunun matematik başarısında ve matematiğe yönelik tutumlarında istatistiksel olarak anlamlı bir artış sağladığını göstermiştir. Ayrıca öğrencilerin dijital öyküleme temelli matematik öğretimine yönelik genel olarak olumlu görüşlere sahip olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    Masallar kullanılarak geliştirilen etkinliklerin ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin eleştirel okuryazarlık becerilerinin gelişimine etkisi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Çelik, Ayşe; Seban, Demet
    Bu çalışma, ilkokul öğrencilerinin eleştirel okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesine yönelik hazırlanmıştır. Çalışmanın amacı, peri masalları kullanılarak geliştirilen okuma yazma etkinliklerinin 4. sınıf öğrencilerinin eleştirel okuryazarlık becerilerinin gelişimine etkisini araştırmaktır. Dolaylı olarak, eleştirel okuryazarlığın gelişiminde masalların ve yazma temelli etkinliklerin rolünü tartışmaktır. Araştırmanın uygulaması, 2023-2024 eğitim öğretim yılında Alanya'da bulunan bir devlet ilkokulunun sınıf mevcudu 31 olan 4. sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir ancak metinleri tam olan 23 öğrenci katılımcı olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Çalışma için 3 aşamalı modüler bir program geliştirilmiştir. Yapı söküm, yeniden yapılandırma ve dönüştürme aşamaları için hazırlanan etkinlikler sonunda öğrenciler, masalları yeniden yapılandırarak ve tamamen dönüştürerek yazmışlardır. Masal olarak Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler (PP), Sindirella (S), Çizmeli Kedi (ÇK) ve Jack ve Fasulye Ağacı (JFA) seçilmiştir. Veriler, öğrencilerin yeniden yapılandırma ve dönüştürme aşamalarında yazdığı metinler, 10 öğrenciyle araştırma öncesi ve sonrası yapılan görüşmeler ve araştırmacı alan notları aracılığıyla toplanmıştır. Toplanan bu verilerin analizinde içerik analizi ve sürekli karşılaştırmalı analiz kullanılmıştır. Bu araştırmada elde edilen mevcut bulgular, eleştirel okuryazarlık becerilerine ilişkin değerlendirildiğinde en çok birinci boyut olan "durum ve değere meydan okuma" öne çıkmıştır. Onu dördüncü boyut olan "problemi eleştirel ve tüm karmaşıklığı ile tanımlama" takip etmiştir. Daha sonra sırasıyla üçüncü boyut olan "çoklu bakış açılarını inceleme", beşinci boyut olan "problemin çözümüne yönelik sosyal eyleme geçme" ve en az olan "kendi ön kabullerini sorgulama" boyutu gelmiştir. Her bir masal için yazılan eleştirel boyutlar değerlendirildiğinde en çok içerik olan masallar sırasıyla PP, S, ÇK ve JFA'dir. Öğrencilerin yazdığı dönüştürme metni içeriklerinde, yeniden yapılandırma metinlerine göre eleştirel okuryazarlık içeriklerinde düşüş yaşanmıştır. Bu düşüş son iki masalda daha belirgindir. Uygulama öncesi ve sonrası görüşme sorularına verilen cevaplar incelendiğinde ise uygulamaların metin katılımcısı alanındaki görüş ve düşüncelerine katkı sunmadığı görülmüştür. Metin kullanıcısı olarak öğrencilerin görüşlerinde uygulamaların etkili olduğu söylenebilir. Bir metni eleştirel olarak analiz etme konusundaki söylemlere bakıldığında değişim görülmediği gibi bazı alt başlıklar altında beklenenin tersine değişiklikler olmuştur. Çalışmanın sonuçları arasında, eleştirel okuryazarlık ile ilgili soru sorma becerisinin ve bu konudaki içeriklerin programın her kademesinde ve sürekli vurgulanması, masallar ile birlikte farklı materyal ve etkinlik içeriklerinin yer aldığı bir sürecin yürütülmesi ve metin türlerine yönelik yazma becerilerine yönelik etkinliklere yer verilmesi gerektiği bulunmaktadır.
  • Öğe
    Alanya'da medikal turizm kapsamında sağlık turistlerinin motivasyonel davranışları ve ekonomik tercihlerinin incelenmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Yılmaz, Hüseyin; Zengin Farias Martinez, Sezin
    Bu çalışma, sağlık turizmi kapsamında medikal turizm alanında Alanya örneğini ele alarak, sağlık turistlerinin motivasyonel davranışları ve ekonomik tercihlerini incelemeyi amaçlamaktadır. İlk olarak, sağlık turizminin genel kavramları, türleri ve küresel ölçekteki önemi ortaya konulmuş; bu alana ilişkin literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Ardından, medikal turizm segmentinde sağlık turistlerinin hangi faktörlerden etkilendiği, ne tür hizmetleri tercih ettiği ve ekonomik anlamda hangi unsurlara öncelik verdiği incelenmiştir. Bu doğrultuda, Alanya’daki medikal turizm potansiyeli değerlendirilmiş ve bölgenin mevcut durumuna ilişkin bir profil çizilmiştir. Çalışmada nicel bir araştırma deseni benimsenmiş ve anket yöntemi kullanılarak 92 sağlık turisti üzerinde veri toplanmıştır. Elde edilen bulgular, turistlerin motivasyonel yaklaşımlarının hizmet kalitesi, tedavi maliyetleri, destinasyon imajı ve kolay ulaşılabilirlik faktörleri etrafında şekillendiğini göstermektedir. Ayrıca, ekonomik tercihlerinde fiyat-kalite dengesine, esnek ödeme seçeneklerine ve destinasyonda sunulan ek turistik aktivitelerin maliyet-etkinliğine önem verdikleri belirlenmiştir. Sonuç olarak, Alanya’nın medikal turizm alanında büyüme potansiyelinin güçlü olduğu, ancak bu potansiyelden etkin yararlanabilmek için hizmet kalitesinin artırılması, destinasyonun uluslararası tanıtımının güçlendirilmesi, hasta ve hasta yakınlarına yönelik destekleyici hizmetlerin yaygınlaştırılması gibi stratejik adımların atılması önerilmektedir. Bu çalışma, hem turizm sektörü paydaşlarına hem de politika yapıcılara Alanya’da medikal turizmi geliştirmeye yönelik yol gösterici bilgiler sunmaktadır
  • Öğe
    Fen bilimleri öğretmenlerinin sosyobilimsel konuların öğretimine yönelik görüşleri, öğretim uygulamaları ve değerlendirmeleri
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Sever, Necla; Tatar, Nilgün
    Sosyobilimsel konular bilimsel bilginin sınırları içinde yer alan, uzman anlaşmazlıkları içeren, toplumu ilgilendirip tartışmalara neden olduğu için sıklıkla medyada yer alan, çoklu bakış açılarına ve çözümlerine sebep olan yapısıyla bilimdeki diğer konulardan farklılık göstermektedir. Öğretmenlerin sosyobilimsel konuların öğretimindeki rolü önemlidir. Öğretmenlerin sosyobilimsel konular hakkındaki farkındalıklarını tespit etmek ve bu farkındalıklarını öğretimlerine nasıl yansıttıklarını belirlemek aynı zamanda sosyobilimsel konuların öğretimindeki deneyimlerine yönelik değerlendirmelerini anlayabilmek amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada fen bilimleri öğretmenlerinin sosyobilimsel konular ve öğretimine yönelik görüşlerinin, öğretim sürecindeki deneyimlerinin ve deneyimlerine yönelik değerlendirmelerinin derinlemesine incelenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca öğretmenlerin görüşleri, öğretim sürecindeki deneyimleri ve deneyimlerine yönelik değerlendirmeleri karşılaştırılarak görüş ile uygulamaları arasındaki benzerlik ve farklılıkların kıyaslanması hedeflenmektedir. Araştırmada nitel araştırma deseni olan durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Çalışma grubunu 2022-2023 eğitim öğretim yılında Antalya ilinin Alanya ilçesinde Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı devlet ortaokullarında görev yapan yedi fen bilimleri öğretmeni oluşturmaktadır. Katılımcılar kolay ulaşılabilir durum örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Katılımcıların sosyobilimsel konular ve öğretimine yönelik görüşleri ile sosyobilimsel konular öğretim sürecindeki deneyimlerine ilişkin değerlendirmelerini belirlemek amacıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler, öğretim sürecindeki deneyimlerini doğal ortamında ve derinlemesine incelemek amacıyla yarı-yapılandırılmış gözlem v yapılmıştır. Verilerin tümdengelimci analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgular anlamlı şekilde birbiriyle ilişkilendirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre katılımcılar sosyobilimsel konuların temel özelliklerini açıklayabilmiş, sınıf düzeyine uygun kazanımı sağlayan sosyobilimsel konular seçerek öğretim yapmışlardır. Öğretmenlerin sosyobilimsel konuların öğretiminin öğrencilere kazandırdıkları hakkında farkındalıkları mevcuttur. Öğretim öncesi hazırlık çalışması yapılmasında hemfikir olan öğretmenler, hazırlamış oldukları materyali belli amaca yönelik kullanmışlardır. Sosyobilimsel konuların öğretiminde düz anlatım soru, cevap ve tartışma yöntemi kullandığını belirten öğretmenler, uygulama sürecinde bu yöntemlerin yanı sıra tartışma yöntemini de yer vermişlerdir. Ancak tartışma yöntemini uygulamakta zorlanmışlardır. Katılımcılar sosyobilimsel konuların öğretiminde öğrenci, öğretmen ve müfredat düzeyinde zorluklar yaşayabileceklerini belirtmişlerdir. Öğretim sürecinde çeşitli zorluklarla karşılaşan öğretmenler değerlendirmelerinde konu ile ilgili araştırma yapmanın önemine değinmişlerdir. Sosyobilimsel konuların öğretiminde dikkat edilmesi gereken hususları yaşadıkları zorluklara paralel olarak belirlemiş ve öğretim sürecinde düşündüklerinden daha az zorlukla karşılaşmışlardır. Öğretim sürecinde çoğunlukla katılımcı rol üstlenen öğretmenler, görüşlerini açıklamada genellikle seçtikleri pozisyonda davranış göstermelerine rağmen pozisyon değiştiren öğretmenler de olmuştur. Öğretmenler, öğrencilerden konuyla ilgili fikirlerini ifade etmelerini beklemişlerdir. Öğrenciler konu ile ilgili farklı görüşlerini sınıf ortamında rahatlıkla paylaşmışlardır. Öğretmenler sosyobilimsel konuların öğretimini yapmanın öğrencilerin dikkatini arttırarak derse katılımlarını arttırdığını düşünmektedir. Katılımcıların sosyobilimsel konular ve öğretimine yönelik farkındalıkları mevcuttur. Ancak bu konuların öğretimine dair bilgilerinin yüzeysel olduğu söylenebilir. Sahip oldukları alan ve alan öğretimi bilgilerini kullanarak bu konuların öğretimini gerçekleştirmektedirler. Sosyobilimsel konuların öğretim modelleri, uygun öğretim yöntem/teknikleri ve materyaller hakkında derinlemesine bilgilere ihtiyaç duydukları düşünülmektedir. Araştırmanın sonuçlarına dayalı olarak öğretmenlere, öğretmen eğitimcilerine ve araştırmacılara öneriler sunulmuştur.