Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Perakendecilik sektöründe dijital kasa kullanımının müşteri memnuniyeti üzerine etkisi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Mesele, Sabri; Demir, Mehmet ÖzerGünden güne globalleşen dünyamızda teknolojik gelişmelerin sağladığı faydalardan yaralanmak işletmeleri mutlaka ileriye götürecektir. Bu sebeple de perakende sektörü sürekli değişen ve gelişen teknolojik gelişmelerden hep faydalanmayı amaç edinmiştir. Bu amaç doğrultusunda perakende sektöründe faaliyet gösteren işletmeler teknolojik gelişmeler üzerine yatırımlar yapmış ve bu yatırımlarla iç müşteri memnuniyetini en yüksek seviyeye taşımayı amaç edinmiştir. Müşteriler artan rekabet ortamında her zaman kendi ihtiyaçlarını hızlı bulabildikleri ve zaman mekan açısından avantaj sağladığını düşündükleri işletmelerden alışverişlerini yapmaktadırlar. İşte bu sebeple zamanı etkin ve en verimli şekilde kullanmak isteyen iç müşteriler alışveriş yaptıkları noktaların ödeme noktalarında zaman kaybetmeyi hiç istememektedirler. Bu durumun farkında olan perakende işletmeleri de iç müşterilerine zaman kazandırmak için self servis ve dijital kasa teknolojilerine yatırım yaparak iç müşterilerin tercih noktası olmayı hedeflemişlerdir. Sürekli artan rekabet ortamında bu teknolojik yatırımları, işletmesinde arttırmayı hedefleyen perakende firmaları her zaman bir adım öne geçmektedir. Özellikle zaman bakımından iç müşterilere avantaj sağlayan dijital kasalar dış müşterilerin alışverişlerini hızlıca bitirmelerini ve ödemelerini kolayca yaparak zamanlarını verimli kullanmalarını sağlamaktadır. Dijital kasa kullanımının sağladığı avantajları gören işletmeler son zamanlarda yatırımlarını bu yönde yapma noktasında eğilimde bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı perakende sektöründe dijital kasa kullanımının iç müşteriler tarafından algılanan müşteri memnuniyetini ölçümlemek ve sağladığı faydaları değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. İç müşterilerin dijital kasa kullanımına bakış açısı, güvenilirliğini ve memnuniyetini etkileyen faktörleri araştırmak için bir anket tasarlanmış ve online anket yöntemi kullanılarak 200 katılımcıya uygulanmıştır. Bölümde dijital kasa kullanımına bakış açısı ve çalışanlar açısından işletmenin durumunu belirlemek için kullanılan 5'li likert ölçeği yer almaktadır. Sonuç olarak, perakende sektöründe dijital kasa kullanımının ilk olarak iç müşterilerde kullanılmasının ölçümlenmesi ve algılanan memnuniyet seviyesinin ne derece olduğunun belirlenmesi amaç edinilmiştir. Perakende sektöründe artan rekabet ortamı dijital kasa gibi teknolojik yatırımların ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Özellikle zaman açısından büyük avantaj sağlayan bu teknolojik ürünün iç müşteri tarafından işletme unsurlarının da yer aldığı sorularla birlikte uygulanması dış müşterilere etkisi hakkında fikir edinmemizi sağlayacaktır.Öğe Farklı dinlenme aralıkları ile gerçekleştirilen pliometrik ön yüklemenin sıçrama performansına etkileri(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Şener, Rüzgar; Bayrakdar, Akan; Karayiğit, RaciBu çalışma, farklı dinlenme aralıkları ile gerçekleştirilen pliometrik ön yüklemenin sıçrama performansına etkilerini belirleyerek yorumlamak amacı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya, en az bir yıl pliometrik antrenman geçmişi olan yaş ortalamaları (Yaşort= 20,74±1,94) 20 erkek sporcu gönüllü olarak dahil edilmiştir. Katılımcılar toplam beş kez test ölçümlerine katılmışlardır. İlk gün "alışma" testi gerçekleştirilmiş ve katılımcılara 3 x 10 tuck jumps pliometrik ön yükleme protokolü tanıtılarak denetilmiştir. Ardından, 15 saniyelik tekrarlı aktif sıçrama (CMJ) test protokolü gösterilerek uygulamaları istenmiştir. Ayrıca, tüm katılımcıların vücut ağırlığı, boy uzunluğu ve vücut kompozisyonu ölçümleri alışma test gününde alınmıştır. Alıştırma test günü sonrasında, randomize, çapraz döngülü, karşıt dengeli araştırma dizaynı ile katılımcılar kontrol (KON), dört dakika dinlenmeli pliometrik önyükleme (PLİO4), sekiz dakika dinlenmeli pliometrik önyükleme (PLİO8) ve on iki dakika dinlenmeli pliometrik önyükleme (PLİO12) denemelerini gerçekleştirmişlerdir. Test günleri arasında en az 48 saat dinlenme boşluğu bırakılmıştır. Tüm testler kahvaltıdan 2-3 saat sonra tok karnına saat 11:00-12:00 saatleri arasında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, SPSS 21.0 paket programında analiz edilerek (Betimleyici İstatistik, Anova ve Benferoni Post-Hoc) hata payı 0.05 olarak belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular incelendiği zaman; farklı ön yüklemeli pliometrik egzersizlerle uygulanan aktivasyon sonrası potansiyasyonun dikey sıçrama doruk güç çıktısı toplam ortalama puanları üzerinde kontrol grubuna göre 8 ve 12. dk dinlenmeli gruplarda ortalama puanların daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Ancak aktivasyon sonrası potansiyasyonun (PAP) dikey sıçrama doruk güç çıktısı maksimum yükseklik düzeylerinde herhangi farklılığa rastlanmamıştır ( p>0,05). v Sonuç olarak; farklı dinlenme aralıkları ile gerçekleştirilen pliometrik ön yüklemenin sporcuların dikey sıçrama performansını arttırmada önemli bir nokta olduğu düşünülmektedir.Öğe Tenisçilerde 12 haftalık yatay ve dikey yönelimli pliometrik antrenmanın sürat ve çeviklik performansı ile ilişkisinin incelenmesi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Tunçer, Yunus; Bayrakdar, Akan; Avcı, PelinMevcut çalışmada, tenisçilerde 12 haftalık yatay ve dikey yönelimli pliometrik antrenmanın sürat ve çeviklik performansı ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada yaşları 12-17 arasında 27 erkek çocuğu gönüllü olarak katılım göstermiştir. Çalışmada, 9 erkek çocuğu Yatay Pliometrik Grubu (YPG), 9 erkek çocuğu Dikey Pliometrik Grubu (DPG) ve 9 erkek çocuğu Kontrol Grubu (KG) homojen olarak ayrılıp antrenmanlarını yapmışlardır. Çalışma haftada 2 gün olmak üzere 12 haftada toplamda 24 antrenmana katılım göstermişlerdir. Çalışmada; yaş, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, VKİ, T-testi, İllionis test, 505 testi ve 10-20 m sürat test ölçümleri alınmıştır. Katılımcılara ait bulgular SPSS 25 paket programında değerlendirilmiştir. Performans testlerinde, İllionis çeviklik testi kontrol grubunda %1,02 oranında, yatay pliometrik grubunda %2,93 oranında ve dikey pliometrik grubunda %3,91 oranında gelişme, T-testinde kontrol grubunda %0,52 oranında, yatay pliometrik grubunda %2,58 oranında ve dikey pliometrik grubunda %3,89 oranında gelişme, 10 m sürat testinde kontrol grubunda %0,95 oranında, yatay pliometrik grubunda %2,38 oranında ve dikey pliometrik grubunda %1,42 oranında gelişme, 20 m sürat testinde kontrol grubunda %0,51 oranında, yatay pliometrik grubunda %2,53 oranında ve dikey pliometrik grubunda %1,27 oranında gelişme, 505 çeviklik testinde kontrol grubunda %0,52 oranında, yatay pliometrik grubunda %1,04 oranında ve dikey pliometrik grubunda %1,53 oranında performans artışı olduğu gözlemlenmiştir. Sonuç olarak; sürat testlerinde yatay pliometrik grubunda dikey pliometrik grubuna göre daha fazla performans gelişimi görülmüştür. Çeviklik testlerinde ise dikey pliometrik grubunda yatay pliometrik grubunda göre daha fazla çeviklik performansının gelişimi görülmüştür. Bundan hareketle tenis sporunda sürat performansını geliştirmek için yatay pliometrik antrenmanların daha etkili olduğu, çeviklik performansını geliştirmek için ise dikey pliometrik antrenmanların daha uygun olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Finansal başarısızlığın tahmininde Altman ve Springate modeli uygulaması: BIST Otomotiv sektörü üzerine bir uygulama(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) İncir, Alişan Oğuz; Şahin, Osman NuriOtomotiv sektörünün Dünya ekonomisinde büyük bir paya sahip olduğu bilinmektedir. Her sektörde olduğu gibi otomotiv sektöründe de şirketlerin geleceği ile ilgili tahminler yapması önem arz etmektedir. Dünya genelinde meydana gelen ekonomik krizler, savaşlar, salgınlar vb. neticesinde şirketlerin finansal durumlarında değişiklikler meydana gelir. Şirketlerin finansal durumları ile ilgili tahminler yatırımcılar için büyük öneme sahiptir. Finansal başarısızlık risk tahminlerinden en çok kullanılan Altman Z' Skor modeli ve Springate S skor modeli seçilmiştir. Çalışmamızda finansal başarısızlık kavramı ve nedenleri, Altman Z' modeli ve Springate S modeli ile ilgili tanımlar, tarihi gelişimleri ve modellerde kullanılan ölçütler anlatılmıştır. Bu çalışmada örneklem olarak 2020-2022 yılları arasında Borsa İstanbul'da işlem gören otomotiv sektörünün içerisinde bulunan 19 şirket ele alınmıştır. Şirketlere ait bilanço ve gelir tablosu verileri Kamuyu Aydınlatma Platformu üzerinden alınmıştır. Öncelikle her iki modelde kullanılan ölçütler belirlenmiş ve bu ölçütlere göre elde edilen veriler çıkarılmıştır. Altman Z' modeli bulgularına göre Covid-19 etkisinin bulunduğu 2020 yılında finansal açıdan 5 şirket riskli bölgede, 10 şirket ise gri bölgededir. Covid -19'un bittiği 2021 yılında 6 şirket riskli bölgede, 8 şirket gri bölgededir. 2022 yılında ise 4 şirket riskli bölgede, 12 şirket ise gri bölgededir. Springate S skor modeline göre 2020 yılında 10 şirketin riskli olduğu, 2021 yılında 10 şirketin riskli olduğu ve 2022 yılında 9 şirketin riskli bölgede olduğu görülmüştür. Elde edilen verilere bakıldığında Altman Z' skor modeli ile Springate S skor modelinin çoğunlukla uyumlu olduğu ve Covid-19 etkisinin otomotiv sektörünü finansal olarak çok fazla etkilemediği sonucuna varılmıştır.Öğe Rekreasyonda algılanan sağlık çıktıları ve yaşam doyumu ilişkisi: Alanya halkı örneği(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Aytemur, Harun; Çakır, Veli OzanÇalışmada Alanya'da yerleşik olarak yaşayan bireylerin rekreasyonel etkinliklere katılımlarında algılanan sağlık çıktıları ve yaşam doyumlarına etken olan faktörlerin demografik değişkenlere göre karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Antalya ili Alanya ilçesinde bulunan bireyler oluştururken, çalışma grubunu ise Alanya'da serbest zaman etkinliklerine katılan kolayda örneklem metodu ile seçilen bireyler içerisinden 203 erkek ve 224 kadın olmak üzere 427 gönüllü birey oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama aracı olarak "Yaşam Doyum O?lc?eg?i", "Rekreasyonda Algılanan Sağlık Çıktıları O?lc?eg?i" ve araştırmacı tarafından geliştirilen demografik bilgiler ve rekreasyon katılımları yer alan kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Katılımcıların kişisel bilgilerine yönelik dağılımları belirmek için yüzde ve frekans, verilerin normal dağılım gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla çarpıklık ve basıklık katsayıları, değişkenler arasındaki farklılıkların belirlenebilmesi için t testi ve ANOVA testi, gruplar arası farklılıkların belirlenebilmesi için ise TUKEY testinden faydalanılmıştır. Ayrıca Pearson korelasyon testi ile ölçeklerin ortalama puanları arasındaki ilişki, regresyon testi ile de etki seviyesi belirlenmiştir. Ölçeklerin güvenilirliklerinin tespit edilebilmesi için Cronbach's Alpha iç tutarlılık katsayıları hesaplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde ve yorumlarda, anlamlılık düzeyi 0,05 olarak dikkate alınmıştır. Bulgular, çeşitli demografik değişkenlere göre YDÖ ve RASÇÖ'da anlamlı farklılıkların bulunduğunu ve YDÖ ve RASÇÖ arasında pozitif yönde orta düzeyde ilişki olduğunu göstermektedir. Ayrıca, yaşam doyumu düzeyindeki bir birimlik artış, rekreasyonda algılanan sağlık çıktısı düzeyinde 0,36'lık bir artışa neden olmaktadır.Öğe Bisikletçilerin farklı kadanslardaki FTP testi güç çıktılarının karşılaştırılması(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Sezer, Fatma; Bayraktar, IşıkBu çalışmanın amacı farklı kadans aralıklarında uygulanan fonksiyonel eşik güç (FTP) testleriyle sporcuların optimum performansının hangi kadans aralığında olduğunun tespit edilmesidir. Araştırmaya 26 kadın bisikletçi katılmıştır. Katılımcıların antropometrik ölçümleri ile kuvvet ve esneklik testleri yapılmış, farklı kadans aralıklarında FTP testi uygulanmıştır. İstatistiksel analizler SPSS 22 ve JASP programları kullanılarak, anova ve pearson korelasyon testleri uygulanmıştır. Çalışmaya katılan bisikletçilerin ortalama yaşı 17,2±0,6 yıl, vücut ağırlığı 57,4±8,0 kg, boy uzunluğu 164,2±6,0 cm, vücut yağ yüzdesi (VYY) %24,4±6,3 ve vücut kütle indeksi (VKİ) 21,4±2,4 kg/m2 olarak belirlenmiştir. Bisikletçilerin ortalama bacak kuvveti 55,4±14,2 kg, sırt kuvveti 46,3±7,9 kg, sağ el kavrama kuvveti (EKK) 24,2±4,6 kg, sol EKK 23,5±3,9 kg ve esneklik yetileri ortalaması ise 33,4±6,9 cm olarak bulgulanmıştır. FTP değeri ortalaması 60-70 kadans aralığında 159±30 watt, 80-90 kadans aralığında 150±17 watt ve 100-110 kadans aralığında 143±16 watt olarak ölçülmüştür. Sporcuların 60-70 kadans aralığındaki güç değerlerinin 100-110 kadans aralığındaki değerlerinden (FTP, ortalama güç, normalize güç (NP) ve relatif güç) istatistiksel olarak yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sağ EKK ile 100-110 kadans aralığındaki FTP (r=0,558) , NP (r=0,541), ortalama güç (r=0,558) ve maksimum güç (r=0,498) arasında pozitif yönde orta düzeyde ve sol EKK ile 100-110 kadans aralığındaki FTP (r=0,478), NP (r=0,443), ortalama güç (r=0,478) ve maksimum güç (r=0,517) arasında pozitif yönde orta düzeyde ilişki bulunmuştur. 80-90 ve 100-110 kadans aralığındaki VKİ ile relatif güç (r=-0,482/r=-0,562) arasında negatif yönde orta düzeyde, 60-70 kadans aralığındaki VKİ ile FTP (r=0,513), NP (r=0,490), ortalama güç (r=0,513), maksimum güç (r=0,507) arasında pozitif yönde orta düzeyde ilişki tespit edilmiştir. Sonuç olarak düşük kadans aralığında uygulanan FTP testi güç çıktılarının yüksek kadans aralığında uygulanan güç çıktılarına göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Aynı zamanda bireysel olarak sporcuların antrenman bölgeleri incelendiğinde kalp atım hızı anaerobik eşik bölgesine yüksek kadans aralığında ve güç anaerobik eşik bölgesine düşük kadans aralığında daha yüksek değerde ulaştığı sonucuna varılabilir.Öğe Web 2.0 araçları kullanılarak yapılan öğretimin akademik başarıya, hızlı içerik geliştirme öz-yeterlik inancına ve farkındalığa etkisi: periyodik sistem konusu(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Can, Şule; Demirci, TubaBu çalışmada, Web 2.0 araçları kullanılarak gerçekleştirilen öğretimin fen bilgisi öğretmen adaylarının akademik başarılarına, hızlı içerik geliştirme öz-yeterlik inançlarına ve farkındalıklarına etkisini incelemek ayrıca öğretmen adaylarının Web 2.0 araçlarına yönelik görüşlerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılan deneysel desen modeli deney öncesi desenler sınıflamasında olan zayıf deneysel desenlerden tek gruplu ön test- son test modelidir. Çalışma 2023-2024 öğretim yılı güz döneminde Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği programına kayıtlı 2. sınıfında öğrenim gören ve Web 2.0 araçları seçmeli dersini alan 33 kız ve 14 erkek olmak üzere toplam 47 fen bilgisi öğretmen adayı ile yapılmıştır. 8 haftalık bir süreçte tamamlanan çalışmada ilk hafta öğrencilere ilgili ders kapsamında yapılacak araştırma ile ilgili bilgiler verilmiş ve ön testleri doldurmaları istenmiştir. Sonra ki 6 haftada öğrencilere Web 2.0 araçlarının kullanımı ile ilgili eğitimler verilmiştir. Çalışmada kullanılan Web 2.0 araçları; Canva tasarım programında; zihin haritaları, kavram karikatürleri, anlama çözümleme tablosu ve eşleştirme tablosu, Wordwal uygulamasında; eğlenceli oyun tabanlı sorular, Mindmeister uygulamasında; kavram haritaları ve Padlet uygulamasında; dijital panolar olmuştur. Web 2.0 araçlarının öğretilmesinde "periyodik sistem" konusu seçilmiş ve öğretmen adaylarından da her uygulama sonrasında "periyodik sistem" konusuna yönelik öğrendikleri Web 2.0 araçlarını kullanarak kendi tasarımlarını yapmaları istenmiştir. Çalışmada nicel veriler "Akademik Başarı Testi ", "Web 2.0 Araçlarına Yönelik Hızlı İçerik Geliştirme Özyeterlik İnancı Belirleme Ölçeği " ve "Web 2.0 Araçlarına Yönelik Farkındalık Ölçeği" isimli veri toplama araçları ile uygulamaya yönelik fen bilgisi öğretmen adaylarının görüşleri "Web 2.0 Araçlarının Kullanımına İlişkin Öğrenci Görüş Formu" ile toplanmıştır. Çalışmada kullanılan nicel verilerin analizi, bağımlı ve bağımsız örneklemler için t testi kullanılarak yapılmıştır. Araştırmada nitel olarak toplanan verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Çalışmanın nicel bulgularında, akademik başarı ön test, son test puanlarında anlamlı farklılaşma görülmüştür. Web 2.0 ile hızlı içerik geliştirme öz yeterlilik inancı ölçeğinin; hazırlık, sunum ve değerlendirme alt boyutları ile ölçek toplamının ön test ve son test puanlarında son test lehine anlamlı farklılaşmalar görülmüştür. Web 2.0 araçları farkındalık ölçeğinin ön test ve son test sonuçlarında; bilme, algılama, duygu alt boyutlarında ve ölçek toplamında son test lehine anlamlı puan artışı görülmüştür. Her üç nicel ölçme aracından elde edilen sonuçlara göre uygulamaların cinsiyet üzerine etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Araştırmanın nitel bulgularında, öğretmen adayları, Web 2.0 araçları ile öğrenmenin kolaylaşacağını ve daha etkili olacağını ifade etmişlerdir. Teknoloji destekli eğitimin önemi günümüzde çok önem kazanmıştır. Bu yenilikçi eğitim uygulamalarının öğretim süreçlerine dahil edilmesi, daha nitelikli öğretmenlerin yetiştirilmesine katkı sağlayacaktır.Öğe Üniversite öğrencilerinde sağlık turizmi farkındalık düzeyi ve belirleyicileri; Alanya örneği(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Koca, Ramazan; Özpınar, SalihaSağlık turizmi, son yıllarda küresel düzeyde büyük bir ivme kazanarak önemli bir sektör haline gelmiştir. Sağlık turizmindeki bu gelişme, tedavi ve iyileşme süreçlerinin uluslararası düzeyde geniş bir yelpazede sunulmasına olanak tanımaktadır. Sağlık turizminde bilinçli farkındalık uygulamaları, tedavi süreçlerine eklenerek hastaların hem beden hem de zihin sağlığında olumlu değişiklikler meydana getirmektedir. Sağlık turizmi kapsamında bilinçli farkındalık uygulamalarının entegrasyonu, hastaların tedavi süreçlerini daha etkin bir şekilde yürütmesini ve genel iyilik hali kazanmasını sağlamaktadır. Böylece, bilinçli farkındalık sağlık turizminde önemli bir rol oynar ve hastaların daha hızlı ve etkili bir şekilde iyileşmelerine katkıda bulunur. Üniversite öğrencileri, bu alanda potansiyel tüketiciler, karar vericiler veya politika yapıcılar olarak önemli bir role sahip olabilecekleri için, bu grubun sağlık turizmi konusundaki farkındalıklarının detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca üniversite öğrencilerinde sağlık turizmi konusunda farkındalık düzeyleri ile ilgili araştırmalar, sağlık turizmi konusunda farkındalık yaratma ve bu alanda stratejik planlamalar yapma noktasında üniversiteler, yerel yönetimler ve sağlık turizmi işletmecileri için değerli bilgiler sağlayacaktır. Sağlık turizmi politikalarının ve stratejilerinin geliştirilmesi, öğrencilerin ve genel olarak toplumun bu hizmetlerden daha etkin bir şekilde faydalanmasını sağlayabilir. Bununla birlikte, sağlık turizmi eğitim programlarının ve bilinçlendirme kampanyalarının tasarlanması ve uygulanması konusunda yol gösterici olabilir. Bu gerekçeler ile planladığımız çalışmanın temel amacı, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi'nde öğrenim gören üniversite öğrencilerinin sağlık turizmi konusunda farkındalık düzeyleri ve belirleyicilerinin saptamaktır. Araştırmanın ikincil amacı ise, sağlık turizmi konusunda bilinç ve bilgi seviyesini artırmaya yönelik eğitim ve politika geliştirme çalışmalarına katkıda bulunmaktır. Araştırma kesitsel türde bir çalışmadır. Araştırma evrenini ALKÜ'de 2023-24 eğitim öğretim döneminde eğitim gören lisans öğrencileri oluşturacaktır (n=8996). Örnek büyüklüğü %99 güven sınırında, %50 prevalans ile 0.05 yanılgı düzeyinde, desen etkisi 2 alınarak minumum örnek büyüklüğü 1236 olarak belirlendi. Toplamda 1300 öğrenciye ulaşıldı. Araştırmada veriler iki form ile toplandı; kişisel tanıtım formu, sağlık turizmi farkındalık ölçeği. Verilerin analizi için IBM SPSS v26 programı kullanıldı. Araştırmanın demografik verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler kullanıldı. Katılımcıların sosyo-demografik özellikleri ile sağlık turizmine yönelik farkındalık düzeyleri arasındaki ilişki bağımsız örneklem T-Test ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) testleri ile değerlendirildi. Çalışmada tekli analizlerde anlamlı bulunan değişkenler çoklu doğrusal regresyon ile analiz edildi. Araştırma bulgularına göre, üniversite öğrencilerinin sağlık turizmi konusunda orta düzeyde bir farkındalığa sahip olduğunu belirlendi. Farkındalık düzeyleri üzerinde cinsiyet, yaş, eğitim seviyesi, ailenin gelir durumu, anne-baba eğitimi, sosyal statü ve yabancı dil bilgisi gibi demografik değişkenlerin anlamlı olduğu belirlendi. Ayrıca, sağlık bilimleri ve turizm fakültelerinde okuyan öğrencilerin farkındalık düzeyleri diğerlerine göre daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Çalışmanın önemli bir sonucu elde edilen verilere göre sağlık turizminin sosyo-ekonomik faktörlerden etkilenmesidir. Çalışma, sağlık turizmi alanında bilgi ve farkındalığı artırmak için öğrencilere yönelik eğitim programlarının ve bilgilendirme kampanyalarının yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Sağlık turizmi politikalarının ve pratiklerinin geliştirilmesinde öğrencilerin görüşlerinin dikkate alınması da gerekmektedir. Önerilen stratejiler, sağlık turizmi sektörünün genel performansını artırarak ülke ekonomisine olan katkılarını maksimize edebilir.Öğe 5 yaş çocuklarının prososyal davranışları ile öz düzenleme becerilerinin boylamsal desende incelenmesi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Kaya, Nida; Ersan, CeyhunBu araştırmada okul öncesi eğitime devam etmekte olan çocukların öz düzenleme becerileri ile prososyal davranışları arasındaki ilişkiler boylamsal desende incelenmeye çalışılmıştır. Öz düzenleme becerilerinin ve prososyal davranışların erken çocukluk döneminde önemli gelişimsel görevler arasında yer aldığı alanyazın tarafından ortaya konmaktadır. Araştırmanın örneklemi Mardin'in Midyat İlçe Merkezinde okul öncesi eğitime devam eden 482 çocuktan oluşmaktadır. Araştırmada veriler "4-6 Yaş Çocuklarına Yönelik Öz Düzenleme Becerileri Ölçeği (Öğretmen Formu)" ve "Çocuk Prososyallik Ölçeği" yardımıyla elde edilmiştir. Çocukların öz düzenleme becerileri ve prososyal davranışları öğretmenleri tarafından iki farklı zaman diliminde değerlendirilmiştir. Birinci ölçüm 2022 yılı Ekim-Kasım aylarında, ikinci ölçüm ise 2023 yılı Haziran ayında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler normal dağılım göstermediği için "Mann Whitney U testi", "Wilcoxon İşaretli Sıralar testi" ve lojistik regresyon modeli yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçları okul öncesi dönem çocuklarının prososyal davranış puan ortalamalarının sadece birinci ölçüm bakımından cinsiyet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan çocukların ikinci ölçüm prososyal davranış ortalamaları dikkate alındığında kızların erkeklere göre yine daha yüksek puan kaydettikleri görülmekle birlikte, oluşan bu fark durumunun istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmüştür. Elde edilen bir diğer sonuca göre okul öncesi dönemdeki çocukların prososyal davranış puan ortalamalarının birinci ölçümden ikinci ölçüme istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilerleme kaydettikleri görülmüştür. Araştırmanın en son sonucuna göre ise çocukların üst düzey prososyal davranış grubunda yer alma olasılığını etkileyen yordayıcıların engelleyici kontrol ve dikkat olduğu yönündedir. Elde edilen sonuçlar ilgili alanyazın kapsamında tartışılmış ve hem uygulayıcılara hem de araştırmacılara dair öneriler sunulmuştur.Öğe 5 yaş çocuklarının prososyal davranışları ile öz düzenleme becerilerinin boylamsal desende incelenmesi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Kaya, Nida; Ersan, CeyhunBu araştırmada okul öncesi eğitime devam etmekte olan çocukların öz düzenleme becerileri ile prososyal davranışları arasındaki ilişkiler boylamsal desende incelenmeye çalışılmıştır. Öz düzenleme becerilerinin ve prososyal davranışların erken çocukluk döneminde önemli gelişimsel görevler arasında yer aldığı alanyazın tarafından ortaya konmaktadır. Araştırmanın örneklemi Mardin'in Midyat İlçe Merkezinde okul öncesi eğitime devam eden 482 çocuktan oluşmaktadır. Araştırmada veriler "4-6 Yaş Çocuklarına Yönelik Öz Düzenleme Becerileri Ölçeği (Öğretmen Formu)" ve "Çocuk Prososyallik Ölçeği" yardımıyla elde edilmiştir. Çocukların öz düzenleme becerileri ve prososyal davranışları öğretmenleri tarafından iki farklı zaman diliminde değerlendirilmiştir. Birinci ölçüm 2022 yılı Ekim-Kasım aylarında, ikinci ölçüm ise 2023 yılı Haziran ayında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler normal dağılım göstermediği için "Mann Whitney U testi", "Wilcoxon İşaretli Sıralar testi" ve lojistik regresyon modeli yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçları okul öncesi dönem çocuklarının prososyal davranış puan ortalamalarının sadece birinci ölçüm bakımından cinsiyet değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmakta olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan çocukların ikinci ölçüm prososyal davranış ortalamaları dikkate alındığında kızların erkeklere göre yine daha yüksek puan kaydettikleri görülmekle birlikte, oluşan bu fark durumunun istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmüştür. Elde edilen bir diğer sonuca göre okul öncesi dönemdeki çocukların prososyal davranış puan ortalamalarının birinci ölçümden ikinci ölçüme istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilerleme kaydettikleri görülmüştür. Araştırmanın en son sonucuna göre ise çocukların üst düzey prososyal davranış grubunda yer alma olasılığını etkileyen yordayıcıların engelleyici kontrol ve dikkat olduğu yönündedir. Elde edilen sonuçlar ilgili alanyazın kapsamında tartışılmış ve hem uygulayıcılara hem de araştırmacılara dair öneriler sunulmuştur.Öğe Rekreatif bir faaliyet olarak Latin danslarında beden beğenimi ve öz-güvenin mental iyi oluş ile ilişkisinin incelenmesi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Şafakoğlu, Dilara; Yıldız, YavuzBu araştırma rekreatif bir faaliyet olarak Latin dansları yapan bireylerin bedeni beğenme, özgüven ve mental iyi oluş ile ilişkisinin incelenmesini amaçlamıştır. Araştırmanın örneklem grubunu rekreatif amaçlı Latin dansları yapan 14-50 yaş aralığındaki ve yaş ortalaması 25,06±6.93 olan 89 kadın, 94 erkek toplam 183 birey oluşturmaktadır. Nicel araştırma yöntemi kullanarak Latin dansları yapan bireylere, birtakım demografik soruların bulunduğu kişisel bilgi formu, Tylka ve Wood-Barcalow (2015) tarafından geliştirilen Türkçe uyarlaması Anlı vd. (2015) tarafından yapılan 'Bedeni Beğenme Ölçeği', Bandura'nın öz-yeterlik teorisi temel alınarak Akın (2007) tarafından geliştirilen 'Özgüven Ölçeği' ve Demirtaş & Baytemir (2019) tarafından geliştirilen 'Warwick-Edinburgh Mental İyi Oluş Ölçeği (Kısa Formu)' uygulanmıştır. İstatiksel verilerin değerlendirmesinde, SPPS 25.0 programından yararlanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde tanımlayıcı istatistikler, skewness – kurtosis, güvenirlik ve geçerlik, ANOVA, aşamalı (stepwise) regresyon analizi yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmanın analizinden elde edilen bulgulara göre, Latin dansları yapan bireylerin bedeni beğenme ve özgüvenlerinin mental iyi oluşa etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca demografik değişkenlerin etkilerinin de incelendiği bu araştırmanın literatüre katkı sağlayacağı ve gelecek çalışmalara ışık tutacağı öngörülmektedir.Öğe 14-16 yaş futbolcularda 6 hafta uygulanan anti-core egzersizlerinin sürat, çeviklik ve dikey sıçramaya etkisi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Çürükoğlu, Barış; Çobanoğlu, Halil OrbayAmaç: Bu araştırmada, 14 -16 yaş grubu futbolculara uygulanan 6 haftalık Anti-Core egzersizlerinin sürat, çeviklik ve dikey sıçramaya etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmanın örneklemi Antalya ili, Muratpaşa ilçesinde faaliyet gösteren Park Antalya Futbol Kulübünde lisanslı olarak futbol oynamakta olan ve yaşları 14-16 arasında değişen 28 erkek futbolcunun gönüllü katılımıyla oluşturulmuştur. Futbolcular rastgele 14 deney, 14 kontrol grubu olmak üzere iki'ye ayrılmıştır. Deney grubuna futbol ve haftada iki gün yapılan direnç antrenmanlarına ek olarak 6 hafta, 6 farklı hareketten oluşan anti-core egzersiz programı uygulanmıştır. Kontrol grubu da futbol ve haftada 2 gün yapılan direnç antrenmanlarına devam etmiştir. Sporculara antrenmanlara araştırma kapsamındaki çalışmalar başlamadan önceki gün ve altı hafta sonunda 20 m. sürat testi, V-Cut çeviklik testi ve dikey sıçrama testi uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin istatistiksel analizi için IBM SPSS 25.0 istatistiksel paket programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde non-parametrik testlerden Mann Whitney-U ve Wilcoxon Testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi p<.05 olarak test edilmiştir. Bulgular: Deney grubunda 20 m. sürat, v-cut çeviklik ve dikey sıçrama ön test- son testleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılıklar bulunmuştur (p=.001; p=.001; p=.001 < .05). Kontrol grubunda ise 20 m. sürat, v-cut çeviklik ve dikey sıçrama ön test-son testleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p=.098; p=.068; p=.055 > .05) Sonuç: 14-16 yaş grubu futbolculara, futbol antrenmanlarına ek olarak uygulanan anti-core egzersizlerinin 14-16 yaş grubu futbolcularda sürat, çeviklik ve dikey sıçrama performanslarını pozitif yönde etkilediği görülmüştür.Öğe Gençlik merkezlerinin aktif yaşamdaki rolü: Engeller, motivasyon(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Sarı, Ahmet Eşref; Güngörmüş, Hamdi AlperAraştırmanın amacı, gençlik merkezlerinden hizmet alan gençlerin aktif yaşam engelleri ile serbest motivasyon düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek ve çeşitli demografik değişkenlere göre karşılaştırmaktır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma evrenini, 2023 yılı içerisinde Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne bağlı olan gençlik merkezlerinden hizmet alan bireyler, örneklem grubunu ise bu bireyler içerisinden 343 (Ortyaş=21,23 ± 2,73) kadın ve 201 (Ortyaş=21,50 ± 2,90) erkek olmak üzere toplam 544 (Ortyaş=21,33 ± 2,80) birey oluşturmuştur. Katılımcılar kolayda örneklem yolu ile belirlenen gönüllülerden oluşmaktadır. Araştırmada, araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu, Aktif Yaşam Engelleri Ölçeği ve Serbest Zaman Motivasyon Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verilerin normal dağılıp dağılmadığını sınamak üzere çarpıklık ve basıklık analizleri yapılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçüm araçlarının Cronbach Alpha iç tutarlık katsayıları, yapı güvenirlik ve açıklanan ortak varyans katsayıları hesaplanmıştır. Verilerin analizinde MANOVA, ANOVA, Pearson Korelasyon ve basit doğrusal regresyon testleri yapılmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizinde ve yorumlarda, anlamlılık düzeyi 0,05 olarak dikkate alınmıştır. MANOVA analizi bulgularına göre, "fiziksel aktivitelere katılım durumu" ve "serbest zamanlarını değerlendirmede güçlük çekme durumu" değişkeninin AYEÖ ve SZMÖ alt boyutları üzerindeki temel etkisinin anlamlı olduğunu ve AYEÖ ve SZMÖ'nin tüm alt boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde farklılık olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların SZMÖ'nin "içsel motivasyon" ve "dışsal motivasyon" alt boyut ortalama puanları ile AYEÖ toplam ve tüm alt boyut ortalama puanları arasında negatif yönde ve düşük düzeyde; "motivasyonsuzluk" alt boyut ortalama puanları ile AYEÖ toplam ve tüm alt boyut ortalama puanları arasında ise pozitif yönde ve orta/yüksek düzeyde bir ilişkinin olduğu tespit ediliştir. Sonuç olarak, SZMÖ ve AYEÖ toplam ortalama ve alt boyut ortalama puanlarının çeşitli demografik değişkenlere göre farklılaştığı, özellikle serbest zamanlarını değerlendirmede güçlük çekmeyen ve fiziksel aktivitelere katılımı olan gençlerin serbest zaman motivasyonlarının arttığı ve aktif yaşam engellerinin azaldığı belirlenmiştir. Ayrıca gençlerin serbest zaman motivasyonu arttıkça aktif yaşam engellerinin azaldığı sonucuna varılmıştır.Öğe Kuşak-yol projesi ülkeleri ikili ticaretinin çekim modeli ile analizi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Kurt, Hakan; Uçak, Harun2013 yılında resmi olarak başlatılan Kuşak-Yol Projesi, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Orta Asya'da oluşan güç boşluğunu doldurarak tarihi İpek Yolu'nu modern bir vizyonla yeniden canlandırmayı hedeflemektedir. Bu girişim, Çin'in hızla büyüyen ekonomisini Asya, Avrupa ve Afrika'daki pazarlarla daha etkin bir şekilde bağlamayı amaçlamaktadır. Kara ve deniz yolları üzerinden gelişmiş altyapı bağlantıları ile bölgesel ticareti ve ekonomik kalkınmayı teşvik eden proje, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in liderliğinde şekillenmiştir. 2013'te Kazakistan ve Endonezya'da yapılan açıklamalarla 'İpek Yolu Ekonomi Kuşağı' ve '21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu'nu içeren iki ana bileşenden oluşan BRI, dünya genelinde ekonomik işbirliğinin yeni bir modelini sunmaktadır. Çin-Moğolistan-Rusya, Yeni Avrasya Kara Köprüsü, Çin-Orta Asya-Batı Asya, Çin-Hindiçini Yarımadası, Çin-Pakistan ve Bangladeş-Çin-Hindistan-Myanmar ekonomik koridorları ile Güney Çin Denizi, Güney Pasifik ve Hint Okyanusu üzerinden Akdeniz'e ulaşan deniz rotaları, küresel ticareti dönüştürme potansiyeline sahiptir. Bu kapsamlı ağ, proje kapsamındaki ülkeler arasında ticaret dinamiklerini ve altyapı bağlantılarını temelden değiştirerek üye ülkeler için yeni ticari fırsatlar yaratmış ve küresel iktisadi entegrasyonu daha da derinleştirmiştir. Bu noktadan hareketle, çalışmamız 2002-2020 zaman periyodunda proje kapsamındaki ülkeler arasındaki ikili ticaret akımlarının temel belirleyicilerini saptayarak, üye ülke politika yapıcıları ve karar mercileri için projenin amaçlarına ulaşmada yol gösterici olmayı hedeflemektedir. Uluslararası iktisat literatüründe sıkça kullanılan yapısal çekim modelinden yola çıkarak, öncelikle logaritmik doğrusal formda kurguladığımız genişletilmiş çekim modeli panel tahmincileri ile analiz edilmiş, ardından üstel formda kurguladığımız yapısal çekim modelinin sıfır ticaret akımlarının varlığında ve hata terimlerindeki heteroskedastisiteye karşı dirençli olan Poisson pseudo maksimum olabilirlik tahmincisi ile parametre tahminleri gerçekleştirilmiştir. Ek olarak, bulguların sağlamlığını test etmek amacıyla, çalışma zaman periyodunda ikili ticaret akımlarının ticaret politikalarındaki olası değişikliklere uyumunu sağlamak için iki, üç ve dört yıl aralıklı gözlemlerden de istifade edilmiştir. Genel olarak, analiz sonuçları açıklayıcı değişkenlerin ikili ticaret akımları üzerinde topluca istatistiksel olarak anlamlı etkiler gösterdiğini ortaya koymaktadır. Uyum iyiliği ölçütleri, çalışma kapsamında kurgulanan genişletilmiş çekim modeli ve yapısal çekim modelinin bağımlı değişken varyansının önemli bir kısmını açıkladığını göstermektedir. Hem panel veri tahmincileri hem de aralıklı ve aralıksız gözlemlerle Poisson pseudo maksimum olabilirlik tahmincisi ile yapılan analizler, çok yönlü ticaret direnç terimlerinin ihracatçı-zaman ve ithalatçı-zaman sabit etkileri ile temsil edildiği ve ülke çifti sabit etkilerinin ticaret politikası değişkenlerindeki olası içsellikleri kontrol etme amacıyla model kapsamında yer aldığı spesifikasyonlarda model kurma hatası olmadığına işaret etmektedir. Farklı tahmincilerden elde edilen bulgular, ihracatçı ve ithalatçı ülke ekonomik büyüklüklerinin, ikili ticaret akımları üzerinde pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermiştir. Mesafe değişkeninin ikili ticaret akımları üzerindeki etkisi tutarlı bir şekilde negatif ve istatistiksel olarak anlamlıdır; ancak ölçülen elastikiyeti tahminci seçimine oldukça duyarlıdır. Reel efektif döviz kuru endeksi değişkeni ikili ticaret akımlarını tutarlı bir şekilde negatif etkilemektedir. Ancak, bağımlı değişken üzerindeki etkisi çoğu zaman istatistiksel olarak anlamsızdır. Ticaret partnerlerinin talep yapılarındaki benzerlik, Kuşak-Yol Projesi ülkeleri ikili ticaret akımlarını negatif ve istatistiksel açıdan anlamlı bir şekilde etkilemekte, tercihlerde benzerlik teorisini desteklemektedir. Gözlemlenebilir ticaret maliyetlerini temsil eden sınır komşuluğu ilişkisi ve ortak bir dilin varlığı, ikili ticaret akımlarını tutarlı bir şekilde pozitif etkilemektedir. Kolonyal bağların ikili ticaret akımlarının üzerindeki etkisi ise istatistiksel olarak anlamsız, pozitif ve diğer kukla değişkenlere kıyasen görece daha azdır. Dini yakınlık, ikili ticaret akımları üzerinde çoğunlukla istatistiksel açıdan anlamlı ve pozitif bir etkiye sahiptir. Nihayetinde, serbest ticaret anlaşmaları, tahminci seçiminden bağımsız bir şekilde bağımlı değişken üzerinde tutarlı, anlamlı ve güçlü bir pozitif etkiye sahiptir.Öğe Sosyal medya etkileyicileri profillerinin satın alma niyetini etkilemesi: Üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Beylergil, Sevil; Demir, Mehmet ÖzerBu tez, üniversite öğrencilerinin satın alma niyetleri üzerindeki sosyal medya fenomenlerinin (SMI) etkisini incelemektedir. İnternet ve sosyal medyanın günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle, SMI'lar özellikle genç demografilerde tüketici davranışlarını şekillendirmede önemli figürler olarak ortaya çıkmıştır. Çalışmanın amacı, SMI'ların özelliklerinin ve etkilerinin üniversite öğrencilerinin satın alma niyetlerini nasıl etkilediğini anlamaktır. Araştırma, 1 Mart 2023 ile 1 Mayıs 2024 arasında 383 katılımcı ile gerçekleştirilen ve 358 geçerli yanıtın analiz edildiği bir online anketi içermektedir. Anket, algılanan çekicilik, güvenilirlik, parasosyal etkileşimler ve tüketici sadakati gibi değişkenleri 5'li Likert ölçeği kullanarak ölçmeyi amaçlamıştır. Bu tezin bulguları, SMI'ların üniversite öğrencilerinin satın alma kararlarını önemli ölçüde etkilediğini göstermektedir. Fenomenlerin algılanan çekiciliği ve güvenilirliği, öğrencilerin tutumlarını ve davranışlarını şekillendirmede kritik roller oynamaktadır. Parasosyal etkileşimlerin gücünün de satın alma niyetlerini etkileyen önemli bir faktör olduğu bulunmuştur. Bu etkileşimler, genellikle daha yüksek güven ve bağlantı düzeyiyle sonuçlanmakta, bu da öğrencilerin fenomen tavsiyelerini takip etmelerine ve satın almalarına yol açmaktadır. Araştırma, influencer pazarlamasının genç tüketicilere ulaşmak isteyen markalar için stratejik bir araç olarak önemini vurgulamaktadır. Markalar, SMI'ların etkileyici gücünden yararlanarak üniversite öğrencileri arasında görünürlüğünü, güvenilirliğini ve nihayetinde satışlarını artırabilir. Çalışmanın sonuçları, pazarlamacıların hedef kitleleriyle iyi rezonans sağlayan fenomenleri dikkatlice seçmeleri ve güçlü parasosyal ilişkiler geliştiren özgün, ilgi çekici içerikler oluşturmaları gerektiğini vurgulamaktadır.Öğe Medikal turizm hizmeti sağlayan sağlık turizmi yetki belgeli özel hastanelerin web ve sosyal medya sitelerinin değerlendirilmesi: Antalya ili örneği(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Gümüş, İsmail; Övey, İshak SuatBu çalışmada Antalya ilinde medikal turizm hizmeti sağlayan sağlık turizmi yetki belgeli özel hastanelerin web ve sosyal medya sitelerinin değerlendirilmesi amaçlanmış ve bu amaç doğrultusunda basit rastgele örneklem yöntemiyle belirlenen 10 özel hastaneyi kapsayacak şekilde içerik analizi tekniği ile incelenmiştir. Örneklem olarak seçilen hastanelerin incelenen web siteleri ve sosyal medya hesapları içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre araştırmaya dahil edilen 10 özel hastanenin tümünde aktif bir web sitesi bulunmaktadır ve bu sitelerden tümünde tesisin tarihine ilişkin bilgi, site içi arama özelliği, iletişim formu, kurumsal bililer, hekimlere ilişkin bilgiler, sosyal ağlara ilişkin linkler ve görsellerde sağlık turizmine uygunluk yakalanmıştır. Fakat hastanelerden yalnızca 6'sında aktif bir Facebook sayfasının bulunduğu görülmüştür. Bu anlamda diğer sosyal medya hesaplarına kıyasla Facebook'un artık popülerliğini kaybettiği ve işletmelerce çok da önemsenmediği çıkarımı yapılabilmektedir. Ayrıca hastanelerin 8'inin aktif Instagram hesabı olduğu belirlenmiştir. Instagram paylaşımları incelendiğinde ise 8 hastanenin hastalıklar hakkında bilgilendirme, sağlıklı yaşam önerileri, özel gün mesajları ve profil güncelleme konusunda aktif olduğu belirlenmiştir. Son olarak aktif Youtube hesabı bulunan 9 özel hastane bulunmaktadır. Bu hastanelerden 9'unun hastalıklar hakkında bilgilendirici ve sağlıklı yaşam önerilerinde bulundukları videolar paylaştıkları belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarında dikkat çeken en önemli bulgu sosyal medya hesaplarında yabancı dilde paylaşım yapılmasına özen gösterilmediği ve hiçbir hastanenin aktif olarak bir yabancı dilde paylaşımda bulunmadığı belirlenmiştir. Sağlık turizminde en önemli bileşen olan dil kavramının ülkemiz Sağlık Bakanlığı'nca onaylanmış kurumlarca daha fazla dikkate değer bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiği, web siteleri açısından SEO çalışmalarının yapılması gerektiği ve sosyal medya açısından özellikle Facebook için daha fazla özen gösterilmesi gerektiği konusunda önerilerde bulunulmuştur.Öğe Ne kadar kapsayıcıyız? antrenörlerin özel gereksinimlilere yönelik tutumları ve öz yeterlikleri üzerine karma yöntem(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Dinç, Mehmet; Nalbant, SibelAntrenörlerin özel gereksinimi olan bireylere yönelik tutumlarını ve öz yeterliklerini incelemek amacıyla yapılan çalışmada sıralı açıklayıcı karma desen yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada 306 antrenöre (91K, 215E) ölçek uygulanmış ve 13 antrenör (2K, 11E) ile bireysel görüşmeler yapılmıştır. Araştırmanın verileri Engelli Bireylerin Eğitilmesine İlişkin Tutum Ölçeği ve Antrenör Öz Yeterlik Ölçeği ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Çalışmada kadın olan, özel gereksinimi olan bireylere yönelik ders alan, özel gereksinimli yakını olan, özel gereksinimli bireyler ile geçmiş çalışma deneyimi olan antrenörlerin daha olumlu tutumlara sahip olduğu ve özel gereksinimli bireyler konulu derste uygulama içerikli eğitim alan antrenörlerin tutumlarının daha gelişmiş olduğu belirlenmiştir. Dördüncü kademe baş antrenör unvanında olan antrenörlerin diğer gruplardan daha yüksek öz yeterliğe sahip olduğu görülmüştür. Araştırma sonuçları tutumları gelişmiş olan antrenörlerin öz yeterlik düzeyinin de yüksek olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlara göre tutum ile öz yeterlik arasındaki ilişkiden yola çıkarak; özel gereksinimi olan bireylere eğitimde fırsat eşitliği sunmak ve kapsayıcı nitelikte spor ortamlarına katılımlarını sağlamada anahtar rol oynayan meslekteki antrenörlere yönelik düzenlenen antrenör eğitim semineri, vize semineri ve antrenörlük kurslarının özel eğitim ve egzersiz dersleri ile desteklenmesi önemli görülmektedir. Ayrıca yüksek öğretim kurumları çatısı altında antrenör yetiştiren programlarda meslek öncesi dönemdeki öğrenci yeterliklerinin geliştirilmesi ve daha fazla uygulama yapma imkânı bulmuş antrenörler yetiştirmek amacıyla bu tür programlarda yer alan derslerin zorunlu statüde olması ve uygulamalı çalışmalar içermesi büyük önem taşımaktadır.Öğe Ortaokul öğrencilerinin epistemolojik inançları, mantıksal düşünme yetenekleri ve fen başarıları ile sosyobilimsel konulara yönelik oluşturdukları argümanlar arasındaki ilişkinin incelenmesi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Genç, Zeynep; Yenilmez Türkoğlu, AyşeBu çalışmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin yapay zekâ teknolojileri, hayvan deneyleri ve COVID-19 aşısından oluşan üç farklı sosyobilimsel konu yoluyla argümantasyon becerilerini incelemek ve öğrencilerin epistemolojik inançlarının, mantıksal düşünme yeteneklerinin, fen başarılarının ve cinsiyetlerinin argümantasyon becerilerini ne ölçüde yordadığını araştırmaktır. Araştırmada nicel araştırma yöntemi benimsenmiş olup ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu uygun örnekleme yöntemiyle seçilen ve 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılında Antalya ili Alanya ilçesine bağlı bir devlet ortaokulunda 7. sınıfa devam eden 57'si kız, 45'i erkek toplam 102 öğrenci oluşturmuştur. Öğrencilerin epistemolojik inançları Özkan (2008) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Epistemolojik İnanç Ölçeği ile elde edilirken, mantıksal düşünme yetenekleri Geban, Aşkar ve Özkan (1992) tarafından Türkçe'ye uyarlaması yapılan Mantıksal Düşünme Yetenek Testi ile belirlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin fen başarıları fen bilimleri dersi dönem sonu karne not ortalamaları alınarak belirlenirken, argümantasyon becerileri ise üç senaryo sonundaki açık uçlu sorularla elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen verilerin analizi SPSS istatistiksel analiz paket programı ile yapılmıştır. Betimsel istatistiksel analizler öğrencilerin gelişmiş epistemolojik inançlara ve düşük mantıksal düşünme becerilerine sahip olduklarını; farklı senaryolar karşısında farklı duruşlar gösterdiklerini ve argümantasyon becerilerinin ise düşük düzeyde olduğunu göstermiştir. Çoklu regresyon analizi sonucuna göre ise, epistemolojik inanç, mantıksal düşünme becerisi, fen başarısı ve cinsiyet değişkenleri birlikte öğrencilerin argümantasyon becerisindeki değişimin %36'sını açıklamıştır.Öğe Dijital teknoloji destekli terapötik rekreasyonun zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin fiziksel uygunluk düzeyine etkisi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Kılıç, Ecem; Nalbant, SibelAraştırmanın amacı, dijital teknoloji destekli terapötik rekreasyonun (DİJİTREP) hafif düzeyde zihinsel yetersizliği (HZY) olan çocukların fiziksel uygunluk düzeyine etkisini incelemektir. Ayr ıca bu araştırmada ek olarak, uygulanan DİJİTREP programının sonuçları üzerinde geriye dönüş (detraining/antrenmansızlaşma) döneminin etkisi de incelenmiştir. Bu doğrultuda; uygulanacak DİJİTREP programlarının HZY olan çocukların fiziksel uygunluğunu etkileme düzeyi ve geriye dönüş ile kazanılan fiziksel uygunluk değişkenlerinde ortaya çıkabilecek kayıpların büyüklüğü konusunda spor bilimcilere bilgi sunulacağı düşünülmüştür. Bu çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden ön test-son test kontrol gruplu deneysel araştırma deseni kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcı belirlenmesinde kolayda örnekleme yönteminden yararlanılmıştır. Araştırmaya yaş ortalaması 12,27±1,02 olan 9 kız 15 erkek olmak üzere toplam 24 HZY öğrenci basit rastgele atama yöntem ile her grupta 12 kişi olmak üzere uygulama ve kontrol grubu olarak iki gruba ayrılmıştır. Uygulama grubu 10 hafta süresince haftada 2 gün, günde 40 dakika süren DİJİTREP programına katılmış, kontrol grubu ise rutin eğitimine devam etmiştir. Çalışmanın bitiminde eğitimde fırsat eşitliği ilkesine dayalı olarak kontrol grubuna da DİJİTREP' e katılma imkanı sunulmuştur. Çalışmada demografik bilgiler, araştırmacılar tarafından geliştirilen "Kişisel Bilgi Formu" ile elde edilmiş; DİJİTREP' in hafif tanımlazihinsel yetersizliği (HZY) çocukların fiziksel uygunluklarını ne düzeyde etkilediği "Brockport Fiziksel Uygunluk Testi" ile değerlendirilmiştir. Araştırma verileri, tüm gruplarda DİJİTREP öncesi, 10 haftalık DİJİTREP' in bitiminde ve geriye dönüş etkisi için verilen 8 haftalık ara sonrası olmak üzere üç aşamada toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizi SPSS (Version 26) paket programı ile yapılmıştır. Sayısal veriler Shapiro-Wilk testi ile normal dağılıma uygunluk açısından değerlendirilmiştir. Normal dağılım gösteren veriler ortalama (±) standart sapma ile normal dağılım göstermeyen veriler ise medyan (1. çeyreklik (q1) - 3. çeyreklik (q3)) değerleri ile özetlenmiştir. Kategorik veriler frekans ve yüzde oranları ile sunulmuştur. Gruplar arasında farklar Student t testi, Mann Whitney U testi, tekrarlanan ölçümlerde varyans analizi, Bonferroni testi, Friedman testi ve Cochran Q testi ile incelenmiştir. Katılımcıların DİJİTREP öncesi test sonuçlarına yönelik yapılan analizde, beden kompozisyonu, esneklik, kas kuvveti-dayanıklılığı ve aerobik kapasite değerlerinin istatitiksel olarak anlamlı düzeyde farklı olmadığı ve benzer fiziksel uygunluk düzeylerine sahip oldukları belirlenmiştir p (> 0,05). 10 haftalık DİJİTREP bitiminde yapılan ölçüm sonuçlarında uygulama grubunun beden kompozisyonu, kas kuvveti-dayanıklılığı ve aerobik kapasite değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönde farklılık olduğu (p<0,001) belirlenmiştir. 10 haftalık DİJİTREP' in katılımcıların fiziksel uygunluk düzeylerine olumlu katkısı olduğu tespit edilmiştir. 10 haftalık DİJİTREP bitiminde verilen 8 haftalık ara sonrası geriye dönüş etkisini belirlemek üzere yapılan ölçümlerde de istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönde farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p<0,05). Bu sonuç 10 haftalık DİJİTREP ile kazanılan fiziksel uygunluk gelişimin geri dönmediğini ve korunduğu göstermektedir. Sonuç olarak, DİJİTREP programı HZY çocukların fiziksel uygunluk düzeylerinde olumlu ve kalıcı etkiler oluşturmuştur. Bu bulgular, DİJİTREP'in HZY çocukların fiziksel uygunluk düzeylerini artırmada etkili bir müdahale olduğunu ve uzun vadede sürdürülebilir olduğunu göstermektedir. Çalışmanın sonuçları, HZY çocukların sağlıklı yaşam sürmeleri için gerekli olan fiziksel uygunluğa erişimde, DİJİTREP' in etkin bir araç olabileceğinin kanıtı niteliğindedir.Öğe Eğitimde artırılmış gerçeklik ile teknoloji kullanımına yönelik lisansüstü ve doktora tezlerinin içerik analizi(Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Erdoğan Şekerci, Gülsefa Beyza; Dere, RahimeEğitim ve öğretim süreci dinamik bir süreçtir. Bilimsel ve ekonomik gelişmelerden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenebilmektedir. Bu sürecin doğru şekilde yönetilmesi, bir ülkenin eğitim sistemini ve bileşenlerini etkileyebilir ve bu durum da o ülkenin birçok açıdan gelişmesinde etkili olabilir. Aksi durumda, ülkenin bilimsel gelişmişliğini ve dolayısı ile diğer tüm parametreleri olumsuz etkileyebilir. Bu noktada, eğitimin kapasitesinin ve verimliliğinin geliştirilmesi için bazı unsurların sürece dâhil edilmesi gerekir. Bu unsurların başında teknoloji gelmektedir. Teknoloji kullanımının birçok açıdan yeni eğitim süreçlerini desteklediği bilinmektedir. Her ne kadar teknolojinin dâhil edildiği bir eğitim sistemi söz konusu olsa da istenen düzeyde olmaması, tartışılan noktalardan biridir. Özellikle Artırılmış Gerçeklik kavramının son zamanlarda teknolojinin "üst limiti" olarak konumlandırıldığı bir dönemde, teknoloji kullanım verimlilik ve düzeylerinin tartışıldığı sistemin, elbette düzeltilmesi beklenir. Ancak öncelikli olarak bu iki parametrenin, eğitim ile ilişkisine dair kapsamlı bir çerçeve çizilmelidir. Bunun için de daha önce denenmiş bazı araştırmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışmanın amacı eğitim ve öğretimde artırılmış gerçeklik ile teknoloji kullanımına yönelik yüksek lisans ve doktora tezlerinin içerik analizini yaparak, literatürde ne sıklıkta ve ne yönde ele alındığını ortaya koymaktır. Literatürde her ne kadar artırılmış gerçeklik ile teknoloji kullanımın etkisini inceleyen ve farklı yöntemleri kullanan birçok çalışma olsa da bu iki bileşeni birlikte ele alan ve içerik analizine tabi tutan başka bir çalışma bulunmamaktadır. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, eğitim ve öğretim alanında artırılmış gerçeklik kullanımına yönelik yapılmış lisans üstü tezlerin içerik analizi yapılarak farklı başlıklar altında incelenmesidir.