2017 - Cilt 1 - Sayı 3

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 14 / 14
  • Öğe
    A case of unilateral lower and middle concha bullosa coexistence
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Şahin, Caner; Şahin, Aysemin
    Nasalcongestion is one of the most common reason references to otolaryngologyclinics. Concha hypertrophy and its variations are frequent causes of nasalcongestion. In this study, we aimed to present a patient with pnoematisation oflower and middle concha in the lights of literature herein. 
  • Öğe
    Nadir bir olgu; Testiküler rüptür
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Uçar, Murat; Akkoç, Ali
    Akut skrotumçocukluk ve adölesan dönemde sık görülen ürolojik acillerden birisidir. Testisyaralanmalarında testiküler rüptür oldukça nadir görülen bir durumdur.Testiküler rüptürde erken eksplorasyon ve onarım gerekmektedir. Erkeneksplorasyon testis orşiyektomi oranlarını azaltmaktadır. Bu çalışmada biznadir görülen bir durum olan künt travma sonrası testiküler rüptür olan birhastayı ve tedavisini sunduk. 
  • Öğe
    Proksimal femur kırıklarında demografik ve klinik sonuçlar
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Albayrak, Alkan; Kaya Bayrak, Sünkar; Duramaz, Altuğ; Kızılkaya, Cemal; Seller, Ayten; Aslantaş, Furkan Çağlayan
    Amaç:  Bu çalışmada, kliniğimizde ortopedik travmanedeniyle yatan hastaların demografik özellikleri ve proksimal femoral kırıknedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastaların ameliyat öncesi (AÖ) ve ameliyatsonrası (AS) klinik bulgularının değerlendirilmesi amaçlandı.Hastalarve Yöntem:Çalışmaya 01 Ocak – 31 Aralık 2014 tarihleri arasında kliniğimizde yatan tümhastalar dahil edildi. Retrospektif, kesitsel ve tanımlayıcı niteliktekiçalışmamızda; hastaların kayıtları kontrol edilerek, demografik ve klinik verilerideğerlendirildi. Bulgular: Toplam 3793 hastayacerrahi tedavi uygulanmıştır. Ameliyat olan hastalardan 283’ü femur proksimalbölge kırığı nedeniyle opere olmuştur. Hastaların ortalama yaşı 55,77±29,98yıldır. Yaşları gruplayarak incelediğimizde, 40 yaş altında 94 (%33,2) hasta;40-60 yaş arası 36 (%12,7) hasta ve 60 yaş üzeri 153 (%54,1) hasta vardır.Hastaların %49,8’i (141) erkek; %50,2’si (142) kadındır. Hastaların %36,7’sinde(104) çeşitli ek hastalıklar saptanmıştır. Kliniğe kırık ile gelen hastaların %91,2’si (258) şifa ile taburcu edilirken, %1,8 (5) ölüm gözlenmiştir.Hastaların %7,1´(20)i yoğun bakıma devredilmiştir. İleri yaş grubunda ASA  skorlarının yükseldiği, ek hastalıkların arttığı,hastaların postoperatif dönemde hastanede kalış sürelerinin uzadığı ve yoğunbakım ihtiyaçlarının arttığı görülmektedir.Sonuç: İleri yaş grubuhastalarda ek hastalıkların sıklıkla eşlik etmesi, bu hastaların AÖhazırlıklarının uzun sürmesi ve AS dönemde yoğun bakım ihtiyaçlarının artmasınedeniyle bu hastaların multidisipliner olarak takip edilmesi uygun olacaktır.
  • Öğe
    Adjuvant treatment in avascular necrosis of femoral head
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Gülcü, Anıl; Sezer, Cenk; Taşbaş, Bülent Adil
    Femur head avascular necrosis appears in a way, manifests itself in theform of self-healing or worsening, and finally, due to the long-term permanentdamage appeared, it can lead to a point where serious surgical interventionsare inevitable. In the current literature, a number of experimental andclinical studies, which were done with various methods such as; plant extracts,sound waves in the hump, bone morphogenetic protein2 (BMP2), iloprost,hyperbaric oxygen and biphosphonates, or cocktail treatment with a mixture ofthem, are possible to see.  In thisreview article, adjuvant treatment modalities of Avascular Necrosis Of FemoralHead will be reviewed.
  • Öğe
    Geriatric depression: A research foreign residents living in Alanya
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Yazan, Tevfik; Girgin, Ahmet; Kuru, Tacettin
    Aim: This study was done descriptivelyand cross-sectionally to determine the prevalence of depression in foreignresidents of over 65 years living in the Alanya province. Material and Method: The sample of theresearch was 200 people selected by easy sampling method from theover-65-year-old residents of Alanya with the permission of residence by 2016.Data were obtained using Geriatric Depression Scale Shorter Version (GDS).Results: According to the resultsobtained from this study, it was found that 45.5% of the residents who areolder than 65 years living in the study area were depressive. Although therewas no significant relationship among depression tendency, and age, maritalstatus and duration of living in Alanya (p>0.05), a significant relationshipwas found among gender, educational status, country of origin, duration of stayin Alanya during the year (p<0.05)  anddepression tendency.  Conclusion:  Based on the Alanya example, researchingforeign residents in our country by various medical disciplines will guide tothe services to be provided and contribute to the developing health tourism.
  • Öğe
    Genetiği değiştirilmiş gıdalar ve insan sağlığına etkileri
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Çatalbaş, Tahir; Savaş, Hasan Basri; Gültekin, Fatih
    Organizmalarıngenetik yapısının değiştirildiği genetik mühendisliği konusu, bilimselplatformlarda hâlâ tartışılmaktadır. Genetiği değiştirilmiş organizmalarıdestekleyen gruplar, bu teknolojinin besin kalitesinin ve sağlığa yönelikfaydalarının artırılmasında, meyve ve sebzelerin raf ömürlerinin veorganoleptik kalitelerinin iyileştirilmesinde, bitkisel ve hayvansal ürünveriminin artırılmasında, yenilebilir aşı ve ilaç üretiminde, insanhastalıklarının tedavisi ve organ nakli için kullanılmasında ve çevresel olarakbirçok faydaları olacağı görüşündedirler. Diğer yandan bu organizmalarıeleştirenlere göre ise besin kalitesindeki değişiklik, gıda güvenliği, alerjikreaksiyonlar ve bunların toksik etkileri ile ilgili önemli riskler olabilir. Bugrup aynı zamanda genetiği değiştirilmiş ürünlerin etiketlenmesi, çevreselsorunlar ile dini, kültürel ve etik sorunlar gibi meselelerinolduğunu/olacağını düşünmektedirler. Gen teknolojisinin oldukça yeni olması veçok hızlı gelişmesi nedeniyle ileri sürülen bütün görüşleri kesin olarakispatlayacak kadar yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır. Zaman içindekigözlemler ve araştırmalar bu alana daha iyi ışık tutacaktır.
  • Öğe
    Ayak navikuler kemik çıkığı: Olgu sunumu ve kısa literatür derlemesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Sezer, Cenk; Gülcü, Anıl
    Ortopedik travma acil pratiğinde izole kapalıayak navikuler kemik çıkığı çok nadir görülür ve literatürde olgu sunumuşeklinde bildirilmiştir. Genellikle trafik kazası sonucupronasyon-abduksiyon mekanizmasıyla oluştuğu belirtilmektedir. Kapalıredüksiyonun başarılı olmaması nedeniyle açık redüksiyon ve internal tespit iletedavi edilir. Bu olgu sunumunda 28 yaşında psikiyatrik sorunları olan hastada,oluşan ayak navikuler çıkığı sunulmuştur. Olgunun yaralanma mekanizması,tedavisi ve takiplerinde gelişen komplikasyonların tartışılmış, konuyla ilgililiteratür gözden geçirilmiştir. 
  • Öğe
    Tongue solitary angiokeratoma
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Günizi, Hüseyin; Günizi, Özlem Ceren
    Angiokeratomais a capillary vascular malformation, characterized clinically by solitary ofmultiple papules or plaques. From a clinical point of view, it can show eithera generalized and diffuse form of presentation, or all localized one.Clinically, five varieties are generally recognized: 1. solitary papularangiokeratomas, 2.scrotal or vulvaranjiokeratomas, 3.multiple papular and plaquelike angiokeratoma circumscriptum, 4.bilaterallesions on the dorsum of toes and fingers,5.generalized systemic type angiokeratoma corporis diffusum. Isolated mucosalangiokeratoma of the tongue is extremely rare. We report an unusual case ofsolitary angiokeratoma on the tongue.
  • Öğe
    Acta Medica Alanya: Alanya Medical Journal
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Pınarbaşı, Ahmet
    ActaMedica Alanya: Alanya Medical Journal
  • Öğe
    Migraine and peripheral inflammation
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Yılmaz Avcı, Aynur; Akalin, Oktay
    Aim: Migraine is a commonheadache disorder that may be associated with inflammation and vasculardiseases. We evaluated C-reactive protein and the number of immune cells in theperipheral blood of young adult patients with migraine.Patients andMethods:This case–control study included 520 subjects: 260 patients with migraine(without aura, 169 patients; with aura, 91 patients) and 260 healthy controlsubjects (age range, 18–50 years). Participants had no known anemia, vascularrisk factors, or inflammatory diseases. We evaluated serum C-reactive proteinand complete blood count parameters in patients with migraine and controlsubjects.Results: C-reactive protein level,leukocyte, neutrophillymphocyte, platelet counts and mean platelet volumesignificantly differed in patients with migraine compared to controls(P<0.001). However, with the exception of C-reactive protein, theseparameters were similar in migraine with and without aura. Logistic regressionanalysis showed that migraine was significantly associated with C-reactiveprotein level (odds ratio [OR], 2.36; 95% confidence interval [CI],1.73–3.23; P<0.001), MPV (OR, 2.32; 95% CI, 1.78–3.0;P<0.001), and leukocyte count (OR, 1.61; 95% CI,1.32–1.94;). Conclusion: Increased levels ofperipheral inflammation may occur in patients with migraine and may be involvedin the pathogenesis of migraine.
  • Öğe
    Early satiation and nausea are independent determinants of poor quality of life in patients with type 2 diabetes mellitus with and without diabetic gastroparesis
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Özer Çakır, Özlem; Gönülalan, Gulsum; Ismailoglu, Murat; Ataseven, Huseyin; Demir, Ali; Polat, Hakki
    Aim: We aimed to show the relationship between presence of diabetic gastroparesis and demographic features, symptom severity, quality of life. Patients and Method: Patients with type 2 Diabetes Mellitus (DM) were enrolled in this study. Patients were interviewed face to face in terms of demographic profile, the Patient Assessment of Upper Gastrointestinal Disorder Symptoms (PAGI-SYM), and the Patient Assessment of Upper Gastrointestinal Disorders QOL (PAGI-QOL).Results: A total of 51 patients with type 2 DM were included in this study. The mean age of the type 2 DM patients without and with diabetic gastroparesis were respectively 53.35±6.98 and 57.04±9.41 (p=0.192). The most severe of symptoms based on PAG-SYM score was bloating in both patients with and without diabetic gastroparesis (2.69±2.21 and 2.57±2.22).  In this study, nausea was correlated with poor quality of life based on PAGI-QOL but not with delayed gastric emptying (coef: 0.351, 95% CI: 0.035-0.667, P=0.030). Also, nausea score was correlated with impaired quality of life (coef: 0.207, 95% CI: 0.085-0.330, p<0.001). Both early satiation  and early satiation  score were significantly correlated with poor quality of life (coef: 1.061, %95CI:0.699-1.424, p<0.001 and coef:1.136, 95%CI:0.791-1.480, p<0.001) in our study.Conclusion: Early satiation and nausea are statistically significant independent predictors of poor quality of life in patients with Type 2 DM with and without diabetic gastroparesis. Also, nausea, abdominal pain, bloating and pyrosis were significantly associated with PAGI-SYM scores.
  • Öğe
    Laparoskopik radikal prostatektomi deneyimlerimiz: Tek merkez sonuçları
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Uçar, Murat; Akkoç, Ali; Oksay, Taylan; Çapkın, Tahsin; Soyupek, Sedat; Koşar, Alim
    Amaç: Kiliniğimizdelaparoskopik radikal prostatektomi operasyonu yapılan hastaların özellikleriile onkolojik ve fonksiyonel sonuçlarının değerlendirilmesi.Hastalarve Yöntem:Kliniğimizde 2008-2011 yılları arasında baştan sona laparoskopik olarak yapılan23 radikal prostatektomi vakası  retrospektif olaraktarandı.  Hastaların preoperatif özellikleri, perioperatif vepostoperatif komplikasyonları ve bunların tedavileri, biyokimyasal nüksoranları incelendi.Bulgular: Hastaların operasyonsonrası prostatektomi patolojileri 19 hastada Gleason skoru 3+3 (%82,6), 3hastada 3+4 (%13), 1 hastada 4+3 (%4,3) olarak geldi. Cerrahi sınır 5(%21,7)  hastada pozitif (+) olaraktespit edildi. TNM 2009 evrelemesine göre 4 (%17,3) hastanın patolojisi T2a, 13(%56,5) hastanın T2c, 5 (%21,7) hastanın T3a, 1 (%4,3) hastanın T3b olarakgeldi.  İki (%8,6) hastada postoperatifanastomoz kaçağı meydana gelmiş, 1 (%4,3) hastada ise vezikorektal fistülmeydana gelmiştir. On beş (%65,2) hastada postoperatif dönemde erektildisfonksiyon (ED) gelişmiştir. Beş (%21,7) hasta anastomoz darlığı nedeniyletekrar opere edilmiştir. Postoperatif 1. yılda 3 (%13) hastada biyokimyasalnüks saptanmıştır (prostat spesifik antijen (PSA) değeri >0,2 ng/ml). Sonuç: Onkolojik ve fonksiyonel sonuçlaraçısından bakıldığında açık retropubik radikal prostatektomi (RRP) velaparoskopik radikal prostatektomi (LRP) sonuçları benzerdir. Ancak LRP’deöğrenme eğrisi uzun olduğu için operasyon süresi ilk serilerde RRP’den dahauzundur. Öğrenme eğrisi tamamlandıktan sonra LRP postoperatif ağrı, kantransfüzyonu ihtiyacı, hastanede kalış süresi açısından RRP’ye göre dahaavantajlı bir cerrahi tekniktir.
  • Öğe
    Microsurgical testicular sperm extraction results in nonobstructive azospermic disease and evaluation of the factorsa affecting these results
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Uçar, Murat; Oksay, Taylan; Özorak, Alper; Soyupek, Sedat; Armağan, Abdullah; Koşar, Alim
    Aim: To investigate the hormonal properties and results of 71 patients, who were diagnosed with nonobstructive azoospermia (NOA) and performed micro-TESE (microsurgical testicular sperm extraction) at  our clinic, and the relationship of these results and  Johnsen scores. Patients and Method: We retrospectively reviewed the data of 71 patients who came to our clinic and were diagnosed with NOA and got performed micro-TESE between the years of  2010 and 2014. Variables such as age, the duration of infertility, operations underwent, mean testis volumes, blood FSH (follicle stimulated hormone), LH (luteinizing hormone), total testosterone and prolactin levels, results and their relations with sperm retrieval rates were examined. Results: Sperm were found in 25 (35.21%) of 71 patients, who were performed micro-TESE, and 6 (8.45%) of them have developed pregnancy. Mean testis volumes were found 14.3 ± 3.80 (4-22) cc on the right and 13.7 ± 3,41 (4-20) cc on the left. As FSH and LH values increased, the probability of sperm retrieval rate was decreased (p <0.05). There was no correlation between total testosterone and prolactin levels with sperm retrieval in TESE (p> 0,05). Conclusion: In micro-TESE, the success of sperm retrieval can be affected by patient age, having testis operation history, testis volume, patient's hormonal profile. Sperm retrieval success correlates with histology, blood FSH and LH values, if there is a relation sperm retrieval success and patient age, duration of infertility, blood total testosterone, prolactin levels and testis volume is unclear.
  • Öğe
    Antiglokomatöz ilaç kullanan glokom hastalarında oküler yüzey hastalığının değerlendirilmesi
    (Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, 2017) Oğurel, Tevfik; Oğurel, Reyhan; Atabey Özer, Murat; Onaran, Zafer
    Amaç: Topikal antiglokomatözilaç kullanan glokom hastalarında oküler yüzey hastalığını (OYH) değerlendirmekHastalarve Yöntem: Çalışmaya herhangi bir değişik tipteglokomu olan ve en az 6 aydır glokom ilacı kullanan 18 yaş üstü 83 hastanın 159gözü çalışmaya dâhil edildi. Oküler yüzey hastalık endeks(OSDI) anketihastalara tek tek sorularak dolduruldu. Sonrasında hastalarda oküler yüzeyiklinik olarak değerlendirmek için schirmer testi (anestezili), gözyaşı kırılmazamanı(GKZ) ve korneal boyanmaya bakıldı.Bulgular: Çalışmaya51 erkek 32 kadın hastanın 159 gözü dâhil edildi.  Erkeklerin yaş ortalaması 64,51±9,07bayanların yaş ortalaması 54,32±11,44 idi. Hastaların ortalama ilaç kullanımsüreleri 6,35±5,63 yıldı. Hastaların %36,5’i tek ilaç ,%32,1’i iki ilaç,%13,8’i üç ilaç ve %17,6’sı dört ilaç kullanmaktaydı. OSDI anketi kullanılarakkuru göz semptomları değerlendirilen hastaların %3,8’i normal, % 15,7’si hafif,%22,6’sı orta ve %57,9 şiddetli kuru göz hastası olarak değerlendirildi. Tümhastaların ortalama OSDI skoru 46,80±19,44’tü. Schirmer testi gözlerin%34,1’inde 5 mm’nin altında saptandı. GKZ gözlerin % 52,3’de hafif,%29,5’deorta, %8,5,de şiddetli olarak değerlendirildi. Korneal boyanma açısındandeğerlendirildiğinde ise gözlerin %13,2’da normal boyanma, %39,6’de hafifboyanma, %23,3’de orta derecede boyanma ve %23,9’da ise şiddetli boyanmamevcuttu.Sonuç: OYH'nınteşhis edilmesinde, sadece OSDI anketinin kullanılmasının yanı sıra, gözyaşıkalitesini ve stabilitesini gösteren testleri de içeren bir testin kullanılmasıda sağlıklı olacaktır.