Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Uysal, Nacide" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Duvak kültürünün mezar taşına yansıması "Fatıma Müşerref Hanım örneği"
    (2018) Uysal, Nacide
    Ölüm, bir canlının yaşamının sona ermesi olarak tanımlanabilir. Kaçınılmaz son olarak değerlendirebileceğimiz ölüm olgusu, insanların inançları doğrultusunda kabullenilebilir bir yapıya bürünerek toplumsal bir geçiş süreci olarak algılanmasını kolaylaştırmıştır. İnsanların inançları, bu geçiş döneminde hem defin geleneklerini hem de mezar mimarisini etkileyerek, toplumdan topluma değişen kültürel mirasın oluşumuna da katkı sunmuştur. Mezar yapıları, bir coğrafi bölgenin en önemli tarihi vesikalarıdır. Herhangi bir yörenin mezarlarına bakarak, bu bölgede yaşayan insanların, kültürel yapısı, gelenek-görenekleri ve inanç sistemleri hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Türkler, Asya bozkırlarından başlayan konargöçer hayat tarzından bu yana, ölülerine ve mezarlarına büyük önem vermişlerdir. Bunun en önemli sebebi, Türklerin “atalar kültüne” sahip olmaları ve yaşanılan sürecin geçiciliğinin farkında olmalarıdır. İslamiyet'in kabulünden sonrada yeni inandıkları dinin kıstasları doğrultusunda ölüm ve mezar algıları değişmiştir. İnsan yaşamının üç geçiş evresi vardır: “Doğum, evlenme, ölüm”. Ölüm olgusu, insan zihninde yaşlılar için nispeten daha kabul edilebilir bir durumdayken; genç yaşta birinin ölümü, devamında oluşacak olan kültürel çeşitliliğin şeklini de değiştirmektedir. Buna bağlı olarak, ölen kişinin ardından tutulan yas, yapılan defin töreni ve ölen kişi için planlanan mezar yapısı, mevtanın özelliklerine göre şekillenmektedir. Çalışmaya onu olan Fatıma Müşerref Hanım'ın hem ölümü hem de mezarı, bazı geleneksel uygulamaların devam ettiğini gösteren az sayıdaki örnekten biri olması bakımından önemlidir. Süleymaniye Cami Haziresinde yer alan bu lahit mezar, yansıtmış olduğu kültürel birikimle diğer mezarların arasında hemen fark edilebilen bir özellik taşımaktadır. On yedi yaşında genç bir kadına ait olan bu lahit, şahidesine işlenmiş olan duvak motifiyle dikkat çekmektedir. 1910 yılında şahideye işlenen bu motif, bugün Anadolu coğrafyasında hala gelinlik çağında yaşamını yitiren genç kızların mezar taşlarında kullanılan bir semboldür.

| Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Alanya, Antalya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim