Human rights and states paradoxes
Özet
İnsan Hakları kavramı 17. yüzyıldan bu yana uluslararası toplumun konularından birisidir. 17. ve 18. yüzyıllar sırasında insan hakları devletin egemenlik hakları altında değerlendirilmekteydi. Devletler kendi toprakları içerisinde yaşayan her bireyi korumakla yükümlü ve sorumlu olmasına rağmen, insan hakları ihlalleri devletlerin ana problemlerinden birisi olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, devletler kendi vatandaşlarını ve ülke sınırları içerisindeki diğer insanları korumakla sorumlu olmasına rağmen, devletler insan haklarını ihlal eden en temel kurumdur. Bunun nedeni ise devletin insan hakları üzerindeki sorumluluğu ve rolü üzerindeki ikilemden kaynaklanmaktadır. Bu makalenin temel amacı insan haklarını ve devletlerin paradokslarını tanımlayarak bunları sorgulamaktır. The concept of human rights has beenissued since the seventeenth century in the international community. Humanrights during the seventeenth and eighteenth centuries were evaluated under thesovereignty, but with the adoption of the Universal Declaration of HumanRights. Human rights abuses are the main problem in the states although Thestates are responsible to protect any individual who lives in its territory.Although states have responsibility to protect their citizens or other peoplefrom any threat or human rights abuses, states are the main violator of thehuman rights. There is a dilemma in the human rights in terms of statesresponsibility and its role. This article identifies the human rights andstates paradoxes.
Kaynak
Alanya Akademik BakışCilt
1Sayı
2Bağlantı
https://doi.org/10.29023/alanyaakademik.325739https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/349266
https://hdl.handle.net/20.500.12868/1310